“Yaşamak güzel şey doğrusu
Üstelik hava da güzelse
Hele gücün kuvvetin yerindeyse
Elin ekmek tutmuşsa bir de
Hele tertemizse gönlün
Hele kar gibiyse alnın
Yani kendinden korkmuyorsan
Kimseden korkmuyorsan dünyada
Dostuna güveniyorsan
İyi günler bekliyorsa hele
İyi günlere inanıyorsan
Üstelik hava da güzelse
Yaşamak güzel şey
Çok güzel şey doğrusu.”
-Melih Cevdet Anday
Bazen insanların hayatın değerini, anlamını kavrayamadıklarını düşünüyorum, en ufak şeyleri kendilerini dert ediyorlar. Ufacık problemleri gözlerinde öyle gözlerinde büyütüyorlar ki günlerini heba ediyorlar, her şeyin bir çözümü olduğunu unutuyorlar. Bana kalırsa ucunda ciddi bir sağlık sorunu, ölüm olmadıkça bu kadar üzülmeye, dert etmeye ne gerek var? Carp diem (anı yaşamak). Tabii ki anı yaşayın gelecek için yatırım yapmayın demiyorum ama şu bir dakikanın bile kıymetli olduğunu çok sonra anlamayın diyorum. Yaz tatilinde bir kaç kez huzurevini ziyaret ettim, bir amacım yoktu giderken, öylesine gitmiştim maksat sohbet etmekti. Sohbet sırasında hemen hemen hepsi bu yaşa kadar nasıl geldiklerini anlamadıklarını, zamamanın öyle çabuk geçtiğini anlattılar; durdum ve düşündüm ben de yaşlandığımda geçmişe baktığımda ne görmek istiyorum? Cevap basitti: Yapmadığım için pişman olucağıma, yapıp pişman olucağım anıları bile biriktirmek, çünkü geçmişe baktığımda ne kadar güzel günler geçirmişim, vay be gerçekten de yaşamışım demek istiyorum. Çok sevdiğim bir söz vardır ” Hayat nefes aldığımız anların toplamından değil, nefesimizi kesen anların toplamından oluşur.”
Hayatı güzel kılmak için ilk önce ufak tefek şeylerden başlayabiliriz, mesela küçük iyilikler. Kış ayındanyız hava malum çok soğuk ve sokaklarda çalışan bir sürü çocuk var onlardan bir tanesine yanından geçerken eldivenini, şapkanı veya atkını dahi vermek senin için küçük olsada onun için kurtarıcı olabilir. İşte yaşam böyle böyle güzelleşir, küçük iyiliklerle.
İnsan her şeyden keyif almayı bilemeli aslında, içtiği kahveden, izlediği bir filme kadar. Birde insanı hayata bağlayan şeyler vardır, aile, arkadaşlar, iş, okul… . Bunlar olmazsa eğer hayat çok boş ve amaçsız olurdu zaten. Eğer yanında ailen, bir kaç tane güvendiğin, sevdiğin arkadaşın da varsa hayat çok daha güzel. Onlarla vakit geçirmek, seyahat etmek hatta sadece oturup konuşmak bile çok güzel. Gelecek hedeflerin için çalışmak, işte daha iyi bir yerlere gelebilmek için emek vermek, bunların hepsi bizi hayatta tutan şeyler. Her ne olursa olsun Melih Cevdet Anday’ın da dediği gibi “Yaşamak güzel şey, çok güzel şey doğrusu.”