Günlük yaşantımızda tükettiğimiz besinler fiziksel sağlığımızı etkilerken aynı zamanda bu besinlerin psikolojik sağlığımıza da bir çok etkisi vardır. Bilim insanları tarafından yapılan araştırmalar sonucunda sağlıklı beslenmenin insanın ruh sağlığı için önemli olduğunu vurgulanmıştır. Nasıl hissettiğimizi, hangi duygularla başa çıktığımızı ve kendimizi enerjik hissedip hissetmediğimizi belirleyen en önemli faktörlerden biri yediklerimizdir. Özellikle iyi bir sabah kahvaltısı yaparak güne başlayanların gün içerisinde daha enerjik ve pozitif hissettikleri kanıtlanmıştır. Peki ya yemek yemek neden insan psikolojisine etkilidir?
Prof. Joisten, bu konu hakkında araştırmalar yaparak birçok insanın aklındaki cevabı meçhul olan sorulara ışık olmuştur. Joisten karbonhidrat alımındaki artış serotonin oluşumunun artmasına neden olduğu düşüncesini savunmuştur. Serotonin ise insanın ruhsal sağlını etkileyen ve insana canlılık, mutluluk ve zindelik gibi hisleri veren bir hormondur. Bu nedenle serotonin hormonunun artışını sağlayan besinler, tüketildiği zaman insana mutluluk, rahatlık veya dinçlik hissettirebilir. Bu duruma örnek olarak çikolatayı gösterebiliriz. Kakaonun içerisinde oldukça yüksek bir düzeyde serotonin hormonunun artışını sağlayacak riboflovin veya kafein gibi maddeler bulunmaktadadır. Bu da insanı çikolata tükettiğinde farkına varmadan daha canlı ve mutlu hissetmesine sebep olur. Bunun yanında çikolatayı sadece yiyerek değil aynı zamanda çikolatanın kokusunu alarakta serotonin hormonunun artışını sağlayabiliriz. Kakao kokusunun, insanların serotonin hormonu salgılaması üzerinde yoğun etkisi bulunmaktadır. Çikolata, insanların serotonin hormonunun artışını sağlayıp onların mutlu hissetmelerini sağlayan bir besin olduğundan insanlar tarafından “doğal antidepresan” olarak da bilinir ve depresyondan kurtulma yolları arasında çikolata insanlara doğal bir çözüm yolu olur. İnsanların kendilerini istemsiz bir şekilde mutlu ve daha zinde hissetmelerini sağlayan diğer besinler ise çilek ve balıktır. Çilek içerisinde bulundurduğu C vitamini ve çeşitli mineraller sayesinde serotonin hormonunun artışını sağlarken balık ise, omega 3 sayesinde kişinin kendini daha canlı ve enerjik hissetmesine neden olur. Aynı zamanda beyin fonksiyonlarının da daha düzenli çalışmasını sağlayarak insanları gün içerisinde daha zinde tutar. İnsanlara mutluluk veren ve mutlu hissettiren besinler olsa da aynı zamanda insanlarda stres veya gerginlik gibi duyguların oluşmasını sağlayan besinlerde vardır. Mesela pirinç bu duruma örnek verilebilecek en iyi yiyeceklerdendir. Pirinç tüketildiği zaman insanlarda ani bir şekilde kan şekerinde atış veya azalış peyda olabilir. Bu durum, sonucunda kimi insanlarda baş dönmesi veya göz kararması yaparken, kimi insanlarda ise sinir stres oluşumu gözlemlenir. Başka bir örnek vermek gerekirse buna proteini örnek gösterebiliriz. Protein tüketmek, her ne kadar insanların kas yapısını güçlendirip, metabolizmayı hızlandırsa da fazla tüketildiği taktirde insan psikolojisi üzerinde olmusuz etkiler yaratabilir. Proteinin içerisinde bulunan yapı taşları serotonin hormonunun salgılanmasını engeller buda insanların kendilerini gergin hissetmelerine yol açar. Bu nedenle haftada ikiden fazla protein tüketimi profesörler taradından uygun görülmemektedir.
Beslenmenin, duygu durumu ve davranışları etkilediği hem insanın fiziksel hemde duyusal haline etki ettiği görüşü yapılan araştırmalar sonrasında giderek daha çok kabul görmektedir. Yediğimiz her sağlıklı besin beyin yapısallığına ve işleyişine olumlu katkıda bulunur. Fakat aynı zamanda anksiyete, panik, gerginlik veya öfke gibi psikolojik rahatsızlıkların temel nedenlerinden biri de yeme alışkanlığımızdır. Fiziksel sağlık ve ruhsal sağlık bir bütünün ayrılmaz parçasıdır. Bu yüzden fizyolojimiz ne kadar sağlıklı ise ruhsal açıdan da o kadar sağlıklı oluruz.