Günümüzde insanların yarısı zamanını televizyon izleyerek geçirir. Haber programları, diziler, filmler, yarışma programları, reklamlar vb. birçok izlediğimiz görsel ister istemez beynimizin bir köşesine kazınıyor. Peki bunları izlemek doğru mu? Daha doğrusu izlediğimiz yayını kendimize bir örnek olacak şekilde mi izliyoruz? Yoksa sadece zaman geçirmek için mi?
Yarışmada yarışmacı olmayan bir kişinin yarışmayı izlerken kaybedecek hiçbir şeyi yoktur. Dolayısıyla izlerken sorulara yanlış cevap vermek veya bir parkurda atlayışı yapamadığı için zayıf hissetmek gibi duygulardan çok uzaktır. Bu kişinin kendi içinde hem özgür hissetmesini hem de doğru cevapladığında kendini yüceltmesine ve bununla beraber kendini mutlu hissetmesine neden olur. Örneğin Kelime Oyunu adlı yarışmadan söz edelim. Bu yarışmanın kuralları çok basit ve yarışmacı olsanız bile kaybedecek hiçbir şeyiniz yok. Sırasıyla 4 haneli kelimelerden başlayarak, 10 haneli kelimelere doğru ilerliyorsunuz. Eğer kutucukların içerisinde bulunan kelimenin ne olduğunu bilmiyorsanız hiç sorun değil harf isteyebiliyorsunuz. Ancak bu sizin puan kaybetmenize neden oluyor. Sadece bununla da bitmiyor. Bu programda 5 yarışmacı en yüksek puanı yapmaya çalışıyor. Bu da rekabet oluşmasını sağlıyor ve bununla birlikte insanların en yüksek puanı almak için yarışırken psikolojik olarak bunalmaları, çok komik hatalar yapmalarına neden oluyor. Bu da izlenmesi hem komik hem ilginç hem de bilgilendirici bir yarışma programını ortaya çıkartıyor. Böyle bir yarışma programında gelecek soruya doğru cevap veren bir izleyici, eğer yarışmacı soruya yanlış cevap verirse, seyirci kendini yarışmacıdan üstün görür ve bu mutlu hissetmesini sağlar. Aynı zamanda cevaplamış olduğu sorunun zorluk derecesi ne kadar yüksekse, bu soruya vermiş olduğu doğru cevap kendisi için o kadar tatmin edici bir hal alır. Vermiş olduğum örnekle birlikte insanın kendi içinde hissetmiş olduğu “her zaman daha iyiye” gibi bir sloganla yola çıkarsak, yarışma programları insanların içinde güçlü olduğunu hissettiren bir duygu uyandırmaktadır. Bu duygu hepimizin içinde mevcut. Ancak her şeyin bir sınırı olduğu gibi bu duyguya da çok fazla kapılmamak gerek.Neden bu yarışma programlarının hayatımız üzerindeki olumsuz etkileri vardır ve neden sevilmezler? Ne yazık ki bu tarz programlarda güç gösterisi yarışan insanları olumsuz olarak etkileyebiliyor. Ayrıca bu programları izleyen insanlar da olmayan bir şeyi başardığı için mutluluğa kapılıyor olabilir. Sonuçta bir bilgi yarışmasında doğru cevap vermeniz hiçbir şeyi ispatlamaz aslında. Yapmış olduğumuz şeyler ve yapmamış olduğumuz şeyler diyerek hayatımızdaki işlerimizi ikiye ayıralım. Bir yarışma programında bir soruya doğru cevap vermek tam da bu iki başlık arasında kalmaktadır. Doğru yanıtı vermiş olmamız bize gündelik yaşantımızda herhangi bir kazanç sağlamaz. Sonuçta yapmış olduğunuz şeyi sadece siz biliyorsunuz. Ancak herhangi bir olumsuz etkisi de yoktur. Dolayısıyla yarışmada vermiş olduğumuz cevabın doğru veya yanlış oluşu hayatımızın işleyişinde hiçbir şey değiştirmemekle birlikte, aynı zamanda çok değerli zamanımızı da bir hiç için harcamış oluyoruz. Bir yarışma programına harcadığımız zamanda kendimiz için daha faydalı bir bilgiyle ulaşabilirdik. Ama biz yarışma programını izleyerek değerli vaktimizi harcamış olduk. Buradan anlayacağımız üzere bazı insanlar yarışma programlarını değerli vakitlerini çalan bir düşman olarak görüyor diyebiliriz. Bunun dışında bazı insanlarsa yarışma programlarını günümüzün gladyatör arenaları olarak görmekte. Bu yarışmalara katılan insanların yarışırken edinmiş oldukları hırs kimi zaman başarısızlıkla sonuçlanır. Bu başarısızlıklar kurgulanarak bize komik bir anmış gibi sunulur ve biz de buna güleriz. Ancak yarışan kişinin bir insan olduğunu ve onun duygularının kırılmış olabileceğini yarışma programları ne yazık ki aklımızdan çıkartıyor ve yarışmacının yapmış olduğu hatadan, rencide olmasından izleyici zevk almaya başlıyor. Aslında burada yine kendimizi yüceltme hissi devreye giriyor. Bu hisle birlikte kendimizi daha ön planda görmeye başlıyoruz.
Sonuç olarak bir tarafta sadece zaman geçirmek ve eğlenmek üzerine kurulu bir düzen, öbür tarafta ise zamanını yarışma programlarına harcamak istemeyen ve bunun insanları körelttiğine inanan insanlar var diyebiliriz.