Hadi sizleri alıp geçmişe götüreyim. Herkesi o özendiği binden fazla kişiyle yapılan ihtişamları partilerin olduğu. Kabarıp elbiselerin giyilip yelpazelerin kullanıldığı. Herkesin küçük bir kasabada dertsiz tasasız yaşadığı o dönemlere.
Benim kim olduğuma gelirsek orası işte bütün hikâyenin başladığı yer. Benim hayatım veya kim olduğum basit kelimesinden çok çok uzaklarda karmaşık kelimesini bile biraz geçmektedir. Ama bir yerden başlamam gerekirsen ben şu güne kadar kendimi hep böyle bildim. Tahtın yasal varisi. Evet, doğru duydunuz ve pazılın devamını siz de tamamlayabilirsiniz. Annem kraliçe babam kral vesaire vesaire. Ben sizin de tahmin edebileceğiniz gibi sarayın ve saraydaki herkesin baş belası olan, her kızın gelecekte evlenmek isteği kişiyim. Ama bu haylazlıkla o işler pek de kolay olmuyor. Doğduğunuzdan beri sarayda yaşamak çoğunuzun hayali olabilir ama içeride işler hiç de öyle değil. Taht için hazırlıklar 5 yaşınızda başlıyor. 10 yaşınızda politikler ve 16 yaşınızda taç. Yani uzun lafın kısası yorucu ve stresli bir yer o ihtişamlı duvarların ardı. Ben de buna katlanamayan küçük haylaz bir çocuğum. En büyük eğlencem saraydan köye kaçmak.
En çok gitmeyi sevdiğim yer ise terzi. Biraz tuhaf gelebilir ama bizim köyün terzisi çok sevimli bir kadın ve kendimi oldum olası ona yakın hissetmişimdir. Onunla tanışmamın bütün hayatımı değiştireceğini bilmiyordum. Neyse daha oraya gelmeden nasıl tanıştığımızı anlatayım. Bir gün saraydan çıkarken muhafızlardan birinin gözüne çarptım. Onlar arkamda köyün içerisinde büyük bir kovalamaca oynadık ve ben saklanmaya çalışırken kendimi terzinin içerisinde buldum. Ondan beni saklamasını istedin ve o da beni kırmadı ve benim için diktiği ama daha bitmemiş balo kıyafetini üzerimde dikmeye devam etti. Onunla o gün kaç saat sohbet ettiğimizi bilmiyorum. Ama çok uzun bir süre olduğunu söyleyebilirim. O günden sonra bunu bir alışkanlık haline getirmiştim ve her gün terziyi ziyaret ediyor ve sohbet ediyordum onunla.
O gün gelmişti artık. Üzerimdeki stres sabah bir at gibi şaha kalkmış son sürat hızlanıyordu. Son bir kez terzinin aynına gittim bana sakin olmamı ve doğuştan buna hazır olduğumu söyledi. Biraz rahatlamıştım. Hızlıca saraya döndüm ve ana salona gittim. Büyük aile tablosuna bakıyordum ve o a her şey kafama çarptı. Terziyle olan konuşmalar benzerliğimiz. İşte bu şekilde evlatlık olduğumu öğrendim ve ailem en başından beri unu biliyormuş. Kraliçenin bir sorunu varmış ve dünyaya bir bebek getiremiyormuş. Annem yani terzi o dönemde bana bakamayacak bir durumdaymış o yüzden beni bir kundakta sarayın önüne bırakmış. Beni almaya asla çekinmemişler ve gerçek oğulları gibi büyüttüler beni.
Şimdi 2 annem ile beraber sarayda yaşıyorum ve halkımı en güzel şekilde yönetiyorum. Aynı annemin tahmin ettiği gibi.