Disiplin özgürlüktür çünkü disiplin bizi ayakta tutar. Bize her gün uyanmak için bir sebep verir. Bize her zaman çalışma, hayal kurma, ara verme izni verir.
Disiplin özgürlüktür çünkü disiplin ve özgürlük birbirine ne kadar zıt görünse de aslında iki yakın arkadaştır. Ancak bilinmesi gereken bir şey var: Disiplin özgürlük getirir ama özgürlük disiplin getirmez. İki kavram arasında fark vardır. Bunu bir öğrenci örneğinden görebiliriz. Bir öğrencinin yarın teslim etmesi gereken bir ödevi olduğunu varsayalım. Şimdi iki durumu ayrı ayrı inceleyelim. Öncelikle disiplinin özgürlük getirdiğinden başlayalım. Bu öğrenci ne kadar disiplinli ise, sorumluluğunu o kadar çabuk tamamlamak ister. Görevini yerine getirerek disiplin gösteren öğrenciyi elbette bir ödül beklemektedir, o da özgürlüktür. Tam tersini düşünelim, bu sefer öğrenci özgürlüğe düşkün olmalı ama disiplinli değil. Bu tür insanların ortak bir noktası vardır. Hepsi ertelemeyi ve hayatlarını plansız yaşamayı severler. Örneğimizdeki öğrenciden farklı bir şey beklenemez, o da elinden geldiğince geciktirir. O zaman ya ödevini yapmaz ya da özensizce yapar. Sonunu tahmin etmek zor değil: Öğrenci özgürlüğünü kaybeder. Okul sonrası ödev tamamlama etütleri ya da aile ile bilgilendirme konuşması, sonu kısıtlamayla bitecektir.
Disiplin özgürlüktür çünkü disiplin özgürlüğe giden yolda insana ışık tutar. Aristoteles’in dediği gibi: “Disiplin özgürlüğe giden yoldur.” Disiplin bize iyi alışkanlıklar verir ve hayatımızda büyük bir rol oynar. İnsanlığın yaratılışını düşünürsek, insanı bir yapboz, disiplini de yapbozu oluşturan parçalardan biri olarak düşünebiliriz. Nasıl bir yapboz parçalarından biri eksikken tamamlanamıyorsa, insan da disiplinsiz tamamlanamaz. Ayrıca disiplin gibi bir parça eksikse bir parça daha eksiktir, o da tahmin etmesi zor olmasa gerek özgürlüktür.
Disiplin özgürlüktür çünkü disiplin hayallerimize ulaşmak için kullanabileceğimiz bir merdivendir ve hayallerimize ulaştığımızda gerçekten özgür olabiliriz. Pek çok insan hayal kurmayı sever, ancak çok azı başarılı olur ve çoğu hayal kurmaya küser. Ancak hayallerin gerçekleşmesi için gökten inen mucizelere gerek yoktur. Gerekli olan çalışmak yani disiplinli olmaktır. Tarihe ve bugüne baktığımızda ortak bir tablo görebiliriz. Beğendiğimiz ve başarılı bulduğumuz tüm insanların ortak özelliklerinden biri de çalışma tutkularıdır. Bu tutkuyu onların bir parçası haline getiren, somutlamak gerekirse onlara yapıştıran yapıştırıcı ise disiplin ve hırstır. Bu insanlar diğerleri uykularında hayal kurarken işe koyuldular, hayalleri için savaştılar ve karşılığında hem hayallerini hem de gerçek özgürlüklerini kazandılar. Amerikalı yazar Frank Herbert’in bir sözüyle buraya kadar bahsettiklerimi öz bir şekilde açıklamam gerekirse :”Özgürlük ararsan arzularının kölesi olursun, disiplini seçersen gerçek özgürlüğü bulursun.”