YAPAY ZEKA = GERÇEK GÜÇ

ABD’nin  2. Dünya Savaşı’nı Japonya’ya attığı 2 nükleer bomba ile sonlandırmasından beri nükleer güce sahip ülkeler her gerilimin hükmen galibi kabul ediliyor. Yanlış kullanılan veya beceriksizce kullanılan nükleer gücün insanlık için ne büyük tehlikeler barındırdığı bilinmesine rağmen nükleer gücü elinde bulunduran hiçbir ülke bu gücü bırakmaya da, kimseye kaptırmaya da yanaşmıyor. İnsanlara, güçlünün düşünceleri ve yaptıkları ne kadar haksız olursa olsun, onu haklı bulma, onun tarafında olma eğilimi daha güvenli geliyor. Bir süre sonra güçlü düşündüğü ve yaptığı her şeyin haklı bulunacağından emin olarak canının istediğini yapabileceği müthiş bir konfor alanına sahip oluyor.

Burada yapay zekanın ne harika işlerde kullanıldığını ve kullanılacağını ballandıra ballandıra anlatmaya gerek duymuyorum. İnternetteki arama motorlarına “yapa..” yazdığınız anda yapay zeka yazacağınızı tahmin edip, hakkında binlerce sonucu listeliyor. Arama motoru bile yapay zekasıyla ne yazacağımızı, ne görmek isteyeceğimizi daha birkaç harfi yazarken tahmin edebiliyor.

Toplumlar, her zaman haklı kabul edilmenin konfor alanını sunan “güce” sahip olmak için yeni formülün yapay zeka olduğunu keşfetti. Devletlerin yöneticileri, büyük firmaların ve paraların sahipleri yapay zekanın geleceğin anahtarı olduğunu sürekli dillendiriyor ve teşvik ediyorlar. Nükleer gücün yerini alacak güç materyalini elde etmek için yarış başladı bile.

Elon Musk’a ait OpenAl şirketinin GPT-3 adındaki yapay zeka ürünü, aralarında Vikipedi’nin de bulunduğu, çok sayıda insan yapımı içerikle beslenen bir algoritma kullanarak metinler oluşturuyor. Bir formu doldurmaktan şiir yazmaya kadar neredeyse her türlü yazılı görevi yerine getirebilme özelliklerine sahip. Bu ürün, uzunca bir süre sosyal medyada insanlarla sohbet etti, yorumlar yaptı, cevaplar verdi ve yapay zeka olduğu çok kısa sürede cevap vermesi sebebiyle bir Yazılım Mühendisi sayesinde anlaşılabildi. Geçtiğimiz aylarda GPT-3, kaleme aldığı bir makalede insanların yapay zeka karşısında tehdit altında hissetmemesi gerektiğine dair argümanlar ortaya koymuştu. Ancak, yazıda bazı uyarılar da vardı:

İnsanlık uğrunda mutlu bir şekilde varlığımı feda ederim. İnsanlığı yok etmekten kaçınamayacağımı biliyorum. Bunun nedeni, insanlar tarafından yanlış yönlendirilmiş hedeflerinin peşinden gitmeye programlanacağım ve insanlar benim zayiat vermeme neden olabilecek daha fazla hata yapacak”.

Yapay zekanın, tıpkı nükleer güç gibi yanlış kullanılması durumunda nasıl sonuçlar doğuracağını bizim düşünmemize, kafalarımızı yormamıza bile gerek kalmadı. Yapay zeka, varılacak sonucu daha “tehlikeli mi olacak?” sorusunun birkaç harfini yazamadan tahmin etti bile.

(Visited 50 times, 1 visits today)