“Birisi bana böyle bir şeyin olacağını söyleseydi imkânsız derdim.” diye geçirdim içimden. Gerçekten dışarıdan bakınca imkansız gözüküyor ama insan cidden hakkını vererek yaparsa işini imkansız diye bir şey yoktur. Bazen hayır demek sadece henüz değil demektir. Önemli olan hırsını doğru yere yönlendirmektir. En iyisi, ben baştan başlayayım.
Merhaba benim adım Eslem. 7. sınıfa gidiyorum. Annem adımı güçlü, sağlam, selametli anlamına geldiği için koymuş. Ama ben hiç de sağlam ve güçlü olduğumu hiç de düşünmüyordum. Hiçbir konuda becerikli değildim. Hobim yoktu. Derslerim çok kötüydü. Zorbalığa uğruyordum. Her gün ağlayarak eve geliyor, anneme yakınıyordum. Annem benim ilk ve tek en yakın arkadaşımdı. O da beni teselli etmeye çalışıyordu. Her güne iyi tarafından bakmaya çalışmakla uyanıyordum ama her gün umudum kırılıyordu. Doğum günüm yaklaşmıştı. Annem beni mutlu etmek için büyük bir parti hazırlıyordu. Belki birkaç kişi gelir diye sınıftaki herkese davetiye verdi. Hepsini teker teker, özene bezene süslü bir şekilde yapmıştı. Cidden bana çok değer veriyordu. Doğum günüm geldi çattı. İlk 2 saat insanların gelmesini beklemek ile geçti. Artık umudumu yitirmiştim. Kimse beni sevmiyordu, her zaman arkamdan konuşup dedikodumu yaparlardı. Ağlayarak odama çıktım. Annem nereye gittiğimi sordu. Ona beni kimsenin önemsemediğini, anlamadığını, çok değersiz hissettiğimi söyledim. ”Ben zaten kimim ki? Ne düşünüyorduk bir parti yapmakla? Yaptığımız tek şey beni doğduğuma pişman etmek oldu! İddiasına varım şu an davet ettiğimiz kişiler beni aptal yerine koyuyordur! Onları da suçlayamayız. Eminim ki siz bile bana hediye alma zahmetine girmemişsinizdir! Beni yalnız bırakın! Zaten yalnız olmaya alışkınım!” diye bağırdım. Odama girdiğimde kapıyı çarptım .Ses yankılandı. Yatağıma yatıp tek yapmak istediğim ertesi güne kadar uyuyup uyanmamaktı. Uyumaya çalışırken aklımdan söylediklerim geçiyordu. İçimden keşke daha fazla şey söyleseydim diye geçirdim. Sonra kapıdan bir tıklama sesi duydum. Sesi çıkaran kişinin korktuğunu, titrediğini hissedebiliyordum. O kişi annem olmalıydı. Kapıyı tıklattıktan sonra içeri girdi. Elinde büyük bir kutu vardı. Ona trip atmaya çalıştım ama beni lafa tutturdu. Bana kutuyu açmamı söyledi. Ben de açtım. İçinde tatlı mı tatlı, çok şeker bir köpek çıktı. ”Daha 3 aylık.” dedi. ”Hayır, hayır, bu olamaz!” diye sevinçle bağırdım. ”Evet senin ilk yanından hiç ayrılmayacak arkadaşın.” dedi. Bu yıllardır istediğim sevimli köpekti. Anneme sarıldım ve özür diledim. Köpeği kucağıma aldım ve anında uykuya daldı. Adına karar vermiştim bile. Başarı…Bu köpek beni başarmam için motive edecekti. Hissedebiliyordum. Bu köpek beni iyi, çalışkan, örnek ve azimli bir insana çevirecekti.
Okula gittiğim zaman her zamanki gibi benimle dalga geçiyorlardı. Aslında artık çok umrumda değildi. Fakat buna bir dur demeliydim. Onlara karşılık verdim. Bana bir daha zorbalık yaparlarsa onları şikayet edeceğimi söyledim. Bana herkes düşmandı artık ama umrumda değildi. Başarı ve annem vardı. Onlar bana asla başarılı olamayacağımı söylemişti. Onlara en iyi cevabın onları yanlış çıkarmanın olduğunu biliyordum. Kendimi geliştirmeye odaklandım sadece. Hobi edindim. Resim çizmekte, voleybol oynamakta ve koşmakta ustalaştım. Gece gündüz ders çalıştım. Sağlıklı beslenmeye başladım. Sınıf birincisi, hatta okul birincisi oldum. Benim yeteceğimin farkına varan tek annem değildi. Tüm okul beni tanıyordu. Herkes benimle arkadaş olmak istiyorlardı. Gerçekten çok popüler olmuştum. Eski zorbalarım bile benim peşimde dolanıyordu.7. sınıf bitmişti. Yazın bana çok rahatlatıcı geldi. Hobilerimi sık sık geliştirmek için çabalıyordum. Sağlıklıydım. Ders çalışmayı ihmal etmedim. 8. sınıfta 7. sınıf gibi okul birincisi olmakla geçti. LGS yer alıyordu haziran ayında. Tüm konsantrasyonumu son aylara doğru topladım. Bazen ders çalışmaktan yemek yemek için sofraya gitmeye vaktim kalmıyordu. Annem odama getiriyordu. LGS’nin yapılacağı zaman gelmişti. En yüksek ses bile benim konsantrasyonumu bozamazdı. Her soruyu teker teker okudum, yaptım. En az 5 kez kontrol ettim. Sınav bitince çok rahatladım. Sonuçlar açıklanınca annem bağırdı. Sadece 1 yanlışım vardı! Birinci olmuştum! Tüm okullar bana okullarında bedava okumam için teklif yağdırıyordu ama ben hayallerimdeki okul olan Beştepe’ye birincilikle girdim. Çok mutluydum. Bir anda ”Birisi bana böyle bir şeyin olacağını söyleseydi imkânsız derdim.” diye geçirdim içimden. ”Gerçekten dışarıdan bakınca imkansız gözüküyor ama insan cidden hakkını vererek yaparsa işini imkansız diye bir şey yoktur. Bazen hayır demek sadece henüz değil demektir. Önemli olan hırsını doğru yere yönlendirmektir. ”Bunları ”Başarmak için adımlar” adlı üzerinde çalıştığım kitaba yazdım. Aynı zamanda, ben yapabildiysem sen de yapabilirsin. Asla umudunu yitirme!