Yansımalı Labirent
Elimde iki kart duruyordu .Biri mor diğeri yeşil iki karttan hangisini seçeceğimi bilmiyordum .Bu kartlar bana verilirken iki seçeneğim olduğu ve seçtiğim kartın beni farklı bir yere göndereceği söylenmişti. Moru seçip elimi havaya kaldırdım . Gözlerimi kapatıp olacakları bekledim daha sonrasında kulaklarımın çınladığını ve gözlerime ışığın vurduğunu hissettim.
Şimdi ise buradayım. Her yer yeşil ve çalılıktandı sanki labirentteydim . Karşımda iki yol vardı . Ne yapacağımı bilemez bir şekilde ve korkuyla etrafa bakındım. Hangi yoldan çıkacağımı düşünmeye başladım. Sağ tarafa yöneldiğim sırada bir ses duydum ve sesi dinlemeye çalıştım. Ses bana buradan çıkmak için tam 2 saatim olduğunu ve eğer 2 saat içinde buradan çıkamazsam çıkış kapısının kapanacağını ve burada kalacağımı söylüyordu. Yukarıya baktım ve sayacın başlamış olduğunu gördüm.
Hemen sağ taraftan girip dikkatli bir şekilde koşmaya başladım. Koştuğum sırada yerin bir anda ayağımın altından kaydığını hissettim. Sırtım bir anda yerle buluşunca çukura düştüğümü anladım. Bu labirent görünmeyen tuzaklarla doluydu. Bu çukurdan çıkmanın bir yolunu bulmalıydım . Çukur yaklaşık 2.50 metreydi . Duvara oyuklar açarak tırmanmayı deneyecektim.İlk adımı attıktan sonra hemen elimi diğer oyuğa koydum. Yavaş yavaş tırmanmaya başladım. Çukurdan çıkmak için son adımı attığımda 15 dakikamın gittiğini fark ettim.
Çukurdan çıktıktan sonra dikkatli bir şekildi ilerlemeye devam ettim . Bağcığımı bağlamak için eğildiğimde gözüme güneş yansıdı . Gözlerimi açtığımda karşımda duran kırmızı lazerleri gördüm.Işık yansımasından tuzaklar görülebiliyordu. Mutlu ve yavaş bir şekilde lazerlerin arasından geçtim. Lazerleri geçtikten sonra sağ taraftan döndüm ve yerde yemek sepeti ile karşılaştım.Hemen sepeti alıp içini kurcalamaya başladım bu bir tuzak olabilidi o yüzden sepeti tekrar yerine bıraktım.Işığın gözüme yansıyabileceği şekilde eğildikten sonra ilerlemeye devam ettim.
İleride çalılardan fırlayan kılıçlar görünüyordu ve sadece 1.30 dakikam kalmıştı. Hızlı bir şekilde oraya gidip yere düşen kılıçlardan birini aldım ve kendimi diğer kılıçlardan korumaya çalıştım. Dikkatli eğer daha fazla eğilirsem bu sefer ışık bana yansımayacağı için tuzağı göremeyecektim o yüzden kılıçla kendimi korumak yerine ışığı yansıtmasını sağladım ve dikkatli bir şekilde geçtim . Çok susamıştım ve yorulmuştum. Dinlenmek istiyordum fakat zaman gittikçe daralıyordu. Tekrardan ışığın yansıyacağı pozisyona geçtiğimde yürümeye devam ettim.Kulaklarıma bir ses geldi son 45 dakika diyordu bu ses. Acele edip soldan döndüm ve karşıma iki kapı çıktı . Bu iki kapının yanında ise kısa boylu bir adam vardı. Kısa boylu adam bana bir kapı seçmem gerektiğini ve ona göre yaşayıp yaşayamayacağımı söyledi. Sağ taraftaki kapıya doğru yöneldim ve kılıcı yere bıraktım. Bu kapıyı seçiyorum dedim adama doğru . Adamın bana son dediği şey ise ‘‘ son kararın mı ?‘’ oldu .
Büyükbabamın anlattığı bu hikayeden çok etkilenmiştim ve devamının olup olmadığını sordum. O ise bana devamını yarın anlatacağını fakat şimdi uyumam gerektiğini söyledi.