Hepimiz hayatımızın bir noktasında aklımızın sınırlarını sınamak isteriz. Bu nedenle bulabileceğimiz ilk zeka testini bulup soruları yanıtlayıp sonuçlara bakarız. Bazılarımız ise bu tür testlerden uzak durulması gerekildiğini düşünür.
Her ne kadar bu sorulara karşı bir merakımız olsa da en sonunda hayal kırıklığına uğrayabiliriz. Testten sonra çoğunlukla normal düzeyde olduğumuz ortaya çıkar ve bazı durumlarda ise o seviyenin altında… Özellikle çocuklara böyle sonuçlar göstermek onların özgüvenini düşürebilir, rahatlıkla yapabilecekleri işleri tamamlamaya güçlerinin yetmeyeceğini hissedebilirler. Her ne kadar biz bunun üstesinden gelebilsek de, çocukların daha değişik bir düşünce tarzı vardır. Henüz sorgulayamadığından önüne gelen bilgiyi filtrelemeden saf bir şekilde aklında depolar, bu nedenle de zeka testinden aldığı sonuçlara inanır ve onu kendine bir bariyer gibi görür.
Tabi ki çocuklara bu tür testleri yaptırmak isteyenler de vardır. Genelde çocukların kendilerini başkalarından, veya herkesden, daha yeteneksiz ve beceriksiz gördüklerinde onlara normal olduklarını göstermek için kullanırlar. Ne yazık ki verilen bu bilgi çocuğa inandırıcı gelmekle beraber aynı zamanda kendisinin dahi olamayacağını, sadece sıradan birisi olacağını düşündürmesine neden olur. Halbuki Einstein okulda yaşadığı zorluklara, insanların onu aşağılamasına rağmen çığır açıcı, hala günümüzde kullandığımız icatları keşfetmiştir. Çocuklar, bu tür bilim insanlarını öğrendiğinde kendilerini önemsiz, sıradan biri gibi hissederler ,sanki hiçbir zaman onların seviyesine çıkamayacaklarmış gibi. Bu nedenle zeka testleri, çocukların sınırlarını kelepçeleyen birkaç satır sorudan daha fazlası değildir.
Bu testlerin bir başka negatif yanı da sonuçların kesin bir sonuç verememesi. Çoklu zeka kuramına göre herkesin farklı bir öğrenme, anlama yolu vardır. Örneğin birisinin resimsel hafızası güçlü iken bir başkası uygulama yolu ile anlar. Belli bir alanda güçlü olan birisi alakası olmayan bir konudan test olursa kendini bir hiç gibi hisseder, soruları yanlış cevapladığında ne yapacağını bilemez. Halbuki bu bir şaşırtmadır, kendi alanını keşfettiği anda aslında çıkan sonuca hiç de kanılmaması gerekildiğini düşünür. Halbuki çocuklar, bunun farkında değillerdir. Onlar için karşısındaki alanında uzman birisi de olsa, sokaktan geçen rastgele bir insan da olsa o kişinin dediği doğrudur.
Kısacası zeka testleri çocukların cesaretini kırar ve geleceğini etkiler. Bu testler onlardan uzak tutulmalıdır ve onları neleri başarabileceklerini göstermeliyizdir. Çocukların kendilerini küçük hissetmemesini sağlamalıyız ve bu durumdan bilinçli olmalıyız. Her ne olursa olsun, onlara kendilerinin de resimlerini gördükleri insanlar kadar başarılı olabileceklerini göstermeliyiz.