Aslında sayısal lotolara inanmazdım. Fakat bu gün içimde ayrı bir heyecan vardı. Babamın elindeki karta bakıyor ve tıpkı babam gibi heyecanlanıyordum. Tuhaf bir histi aslında. Olmayacağını bildiğim halde içimdeki heyecan duygusunu dindiremiyordum. Televizyon ekranının loş ışığı, küçük odamızda aydınlanıyor,tıpkı bizim gibi heyecanlanıyordu sanki. Kanaldaki sunucu ekranın tam karşısına geçtiğinde koltuktan ileri geri sallanmayı bırakıp biraz daha öne eğildim. Sunucu rakamları teker teker ekrana göstermeye başladığında ben de takip ettim.9…4..13..43..7…21… Aman Allah’ım, büyük ikramiyeyi ben kazanmıştım. Hayatımda bunları saçma bulan ve hiç elime sürmeyen ben, ilk kez elime sürdüğümde büyük ikramiyeyi kazanmıştım. Ayağa kalkıp zıplamaya başladım. Babam da ayağa kalkıp bana eşlik ediyor beraber sevincimizi paylaşıyorduk. Tam o sırada sunucu bir harfi yanlış söylediğini dile getirdi. Olduğum yerde donakaldım ve şaşkınlıkla ekrana bakakaldım. Tabiki de üzülmemiştim, üzülmüştüm tabii ama, azcık. Sadece şaşırmıştım. Çok şanslı bir insan olmamıştım asla ama bu sefer kendimi farklı hissetmiştim her nedense. Tabii yanlış söylediklerini açıkladıklarında böyle bir düşünce aklımın ucundan çıkıp gitmişti ama yine de güzel bir duyguydu. Babama baktım, gülüyordu. Ben de ona eşlik ettim ve dans etmeye başladık. Bizim için maddi değil de manevi değer daha değerliydi.
Yanlış Anlaşılma
(Visited 300 times, 1 visits today)