YALNIZLIK DOLU PARTİ

Ceyda, en yakın arkadaşım, beni doğum günü partisine davet etmişti. Her şeyin çok güzel olacağını düşünüyordum. Partiye adımımı atar atmaz Ceyda dışında tanıdığım kimse olmadığını fark ettim. O an dünyam başıma yıkıldı içimden kendi kendime söylenmeye başladım “Kesin rezil olacağım kimseyi tanımıyorum!” adeta kendimi yiyordum.
Ancak her şey için çok geçti en azından konuşmak için gözlerim Ceyda’yı aradı. Fakat onun etrafında zaten onlarca kişi vardı, herkes Ceyda ile konuşmaya can atıyor gibi hissettim. O an anladım ki büyük ihtimalle partideki çoğu kişi birbirini tanımıyor, bu bende bir kıvılcım uyandırdı birilerini bulabilirdim.  Fakat partinin giriş tarafı çoktan gruplaşmaya başlamıştı bile. Kendime takılmak için birilerini bulmak uğruna sağ duvar tarafında posterlerin olduğu bölüme yöneldim, posterlerde oyunlarla ilgili desenler vardı. Ben de oyunlara ilgi duyduğumdan birini bulabilirim diye umdum fakat kimse yoktu. Büyük ihtimalle Ceyda, fazla oyun sevmediği için arkadaşları da öyledir ancak bir anda gözüme bir ışıltı yansıdığını hissetim. Dönüp baktığımda saçlarının açık sarısı ile bir güneş misali adım attığı her yeri aydınlatan bir Kâinat güzeli idi adeta. Kalbim küt küt atmaya başladı elim ayağıma dolaştı ansızın gelen içgüdü ile yanına gelip ismini sordum, narin ve tatlı bir ses tonu ile “Mina senin?” cevabını aldım hiç düşünmeden “Ç- Ç- Çına(y)rr.” diye karşılık verdim. Biraz gülümsedi sonra Polonya’dan geldiğini söyledi, isminden anlamıştım zaten aynı zamanda o kadar mutlu olmuştum ki yalnız kalmadığıma, ancak Mina’nın arkadaşları geldi ve gittiler yine yalnız kalmıştım. Fakat Mina’nın numarasını almıştım. Partinin bitmesine 4 saat vardı ve pasta kesimine ise 3, pasta kesiminde tek oturursam herkese rezil olurdum. Bunun bilinci ile her yerde yalnız birini aradım fakat herkes çoktan gruplaşmıştı. Herkesin beni asosyal biri olarak düşündüğü düşüncesi ile hüzünle oturdum bir köşeye. Kesin fotoğrafımı çekip benimle dalga geçiyorlar diye düşünüyordum oysa herkesin gözü yapılan yumurta yeme yarışmasındaymış. Bu benim için bir şans daha olabilirdi yarışmaya katıldım ve böylece izleyenlerle kaynaşabilirdim. Fakat rakibimin bu işin ustası olduğu görünüşünden belliydi benim tam 3 katım uzun boylu hafif kilolu bir vücuda sahipti. Aynı zamanda sabah kahvaltı etmediğini söyledi. Rezil olacağımı hissetmiştim. Ancak bu yarışı kazanmam gerekiyordu her türlü kurnazlığa hazırdım. Yarış başlamadan rakibimin tepsisine gizlice pasta için ayrılan kremşanti döktüm. Çocuk o kadar hızlı yiyordu ki fark etmedi bile ancak bir süre sonra midesi bulandı ve yığıldı. O an ki sevinçle çığlık attım ve dalga konusu oldum, ciddi ciddi yaptım bunu. Evet kendime arkadaş bulmak için girdiğim yarışta dalga konusu oldum neyse ki Mia’yı yine yalnız gördüm. Gidip konuşmak istedim ancak yüzüme bakıp gülerek “Aaa sen şu çığlık atan çocuk değil misin?” dedi. Dünyam başıma yıkıldı daha fazla dayanamayıp usulcacık terk ettim partiyi.

Özetle emin olmadığınız yerlere gitmeyin.

(Visited 2 times, 1 visits today)