Yalnızlaşan Biz

Belki de bizim kuşağımızın, en büyük problemlerinden biri de yadsınamayacak büyüklükteki yalnızlığımız-dır. En azından şahsi görüşüm bu yönde olmakla beraber bu konunun ele alınması gereken önemli bir konu olduğunu savunmak isterim. Bizden önceki nesillerin sosyal becerileri bizimkilerle kıyas tutamayacak derecede fazla. Kanımca bu büyük bir problem çünkü gelişen dünyamızda, gün geçtikçe yalnızlaşan nesiller gelmeye devam edecek. Peki ya sizce yalnızlık nedir? Ne sebep olur bu bomboş hissiyat veyahut duruma?

Bunlar elbette tartışmaya açık; toplumdan topluma, yapıdan yapıya, yetiştirilişten yetiştirilişe ve böyle uzunca bir süre gidebilecek değişken nedenlerin getirdiği çeşitli sonuçlar sebebiyle değişebileceğinden ötürü tartışmaya açık bir konu. Ama bu konuyu daha da daraltmaya başladığımızda, ya da doğrusu alt kollarına inmeye başladığımızda bunları tartışmak ve görüşlerimizi belirtmek bizim için daha kolaylaşabilir o halde, bu neslin yalnızlığını konuşalım. Nedir bu neslin yalnızlığı sahi? Yalnızlığı da çeşitli olarak ayırabiliriz ama genel bir yalnızlık hakkında konuşalım örneğin. Büyük bir çoğunluğumuz akşam eve gidiyor, belki birazcık ödevlere ve derslere şöyle bir göz ucuyla baktıktan sonra telefonu elimize alıp arkadaşlarımızla mesajlaşıyoruz, internette dolanıyoruz veya oyun oynuyoruz. Hiçbirini yapmayanlar varsa onları yürekten kutlarım, hobileri/uğraşları olan insanlar olduklarını var sayarım çünkü. Eh geldik bunları yaptık öyleyse nerede bu yalnızlık? Arkadaşlarımızla mesajlaşıyoruz ya? Şurasında; bu iletişim birçoğumuz için sözlü iletişim değil. Sözlü iletişim nedir ve benim bu hayatımda ne işe yarayacak bu? Sözlü iletişim, her kiminle olursa olsun sosyal becerimizi arttırmakla beraber bir çok işimize yarayabilir. Peki sosyal beceriler nerede karşımıza çıkacaklar? Onu da şöyle anlatayım; sınavları ders çalışarak, dinleyerek tekrar ederek ve test çözerek ya da bunlar gibi birçok yöntemlerle geçiyoruz. Bu sınavları geçmek bizim için önemli çünkü sınavlar bulunduğumuz ülke hatta dünyada bir yerlere gelebilmek ve iyi bir yaşama sahip olup, daha rahat yaşamamız için bize gereken kilitleri açıyorlar. Lakin ya okul ve sınavlar bittiğinde ne olacak? Bu matematik, coğrafya vb. bilgilerimizi sınavları geçmek için kullandık, ya sonra?

Bir işe girdiğimizde ya da bir çevreye girdiğimizde sosyal becerilerimiz bize çokça yardımcı olacaktır. İnsanlarla etkileşimde geçerken, arkadaş edinirken kullanırız bu sosyal becerileri. Bu becerileri geliştirmenin yollarından biri de sözlü iletişimdir. İnsanların duygularını görebildiğimiz, hissedebildiğimiz, hareketler ile kendimizi daha iyi ifade etmemizi sağlayacak mimiklerimizle kurduğumuz sözlü iletişimle kazanırız sosyal becerileri. Bunları herhangi bir ekranın ardından, tuşlara ya da ekrana basarak yazdığımız cümlelerle geliştirmemiz çok daha zordur. İmkansız değildir ama zordur. Sonuç olarak siz karşınızdakinin gerçekten nasıl hissettiğini anlayarak konuştuğunuzda kendinizi daha iyi ifade etmez misiniz?

Birazcık toparlayıp sonuca yaklaştığımızda ise; sözlü iletişim sosyal becerileri doğurur, sosyal beceriler de yalnız kalmamızı önlerler. Kendimiz üzerinden yola çıktığımızda herkes kendisi ile daha sağlıklı iletişim kurup, kendisini anlayan birileri ile etkileşimde olduğu vakit kendini o bireye yakın hissedecektir kanımca. Lakin bu yalnızca arkadaşlarımız ile değil ailemiz ile de çok önemli bir konudur. Unutmayalım ki, aile toplumdaki en önemli gruptur. Bu hususlarda her gün ailelerimiz ile de iletişim kurmak da en az arkadaşlarımızla iletişim kurmak kadar önemli. Bu iletişimler de içinde bulunduğumuz yalnızlığın ortadan kalkmasını sağlayacaktır. Bu da daha az stresli ve daha  yaşanılabilir bir ortam yaratacaktır.

(Visited 75 times, 1 visits today)