Berk okula gittiğinde sınıfta arkadaşıyla öğretmeninin kavga ettiğini görür. Onların neden kavga ettiğini anlamaya çalışır. Sınıftaki diğer çocuklar da onun kadar şaşkındır. Berk, onlara ne olduğunu sorar. Onlar da:
“Dün kaybolan bir ödev vardı hani, onu sanırım Pelin almış.” der. Berk’in içi içini yer, yalan söyleyemediği için doğruyu anlatmaya karar verir. Öğretmenine gidip her şeyi itiraf eder. Ödevi alanın Pelin olmadığı ortaya çıkar. Berk gerçeği söylediği için kendini iyi hisseder.
Okuldan çıktığında eve giderken canı sıkkındır. Zaten kötü olan bugün bir de matematik notunu öğrenmesi ile daha da kötü olmuştur. Ailesine notunu söylememeye karar verir. Eve geldiğinde annesi hemen sınav notunu sorar, Berk ona yalan söyleyemediği için zayıf aldığını söyler. Neyse ki annesi ona çok kızmaz ama daha çok çalışması gerektiğini söyler.
Annesi akşam yemeğine çağırdığında sofraya oturur. Yemeği beğendin mi, diye sorduklarında ise beğenmediğini söyler. Annesi buna üzülür ama sonra dürüst olduğu için onu affeder.
Hep birlikte televizyon izlerken babası maç izlemek ister, Berk ise maç izlemeyi sevmez. Önce babasına bir şey söyleyemez ama babası “Başka bir şey izlemek ister misin?” diye sorduğunda animasyon izlemek istediğini ve maç izlemeyi hiç sevmediğini söyler.
Odasına giderken kardeşini gören Berk, onunla uğraşıp onu kızdırır. Kardeşi ağlamaya başlayınca annesi gelir. Ne olduğunu sorar, kardeşi Berk’e bakıp susar. Berk, annesine gerçeği anlatır. Çünkü ne kadar zor durumda kalırsa kalsın o her zaman doğruyu söyler.