Ya Seyahat Ya İnternet
İnsan diğer canlılardan farklı olarak bir akla sahiptir. Sahip olduğu bu aklın bir gereği olarak da sosyal bir canlıdır. İnsan hayat karşısındaki bu sosyal yapısı sebebiyle sürekli iki durum arasında seçim yapmak ve birini diğerine tercih etmek zorundadır. Peki, biz de ya bir daha hiçbir zaman internete giremeyecek ya da hiçbir zaman seyahat edemeyecek olsak tercihimiz nasıl olurdu?
Her canlı hayatta kalmak için birbiriyle yardımlaşmak yani iletişim kurup etkileşime girmek zorundadır. Her canlı farklı iletişim yolarına sahiptir. Bizler de insanoğlu olarak yıllar boyunca birbirinden farklı iletişim yolları geliştirdik. Tüm çalışmalar ve son teknolojinin getirdiği günümüzdeki noktada ise en gelişmiş yol internettir. Öyle ya, artık kilometrelerce uzakta yaşayan bir arkadaşımıza tek tuşla nasıl olduğunu sorabiliyor veya bayramda başka şehirlerde yaşayan akrabalarımızla eş zamanlı olarak görüşebiliyoruz. Ayrıca artık tüm işlerimizi internet üzerinden hallediyoruz. Öğrenciler yaptıkları sanal projeleri rahatlıkla öğretmenlerine gönderirken ya da imkânı olmayanlar evinden doktor randevusu alırken internetin olanaklarından faydalanıyor. O kadar çok kullanıyoruz ki, internet günlük hayatımıza dahi işlemiş durumda. Arkadaşımızla o gün hakkında mesajlaşmaktan tutun güncel haberleri takip ederken artık her zaman interneti kullanıyoruz. Peki ya bir daha hiç internete giremeyecek olsaydık, bu durum insanlıkta nasıl bir etki yaratırdı?
Çoğu canlı beslenme, sosyalleşme, barınma gibi türlü sebeplerle hareket halindedir. Hayatta kalabilmek için bir bölgeden başka bir bölgeye hareket etmek zorundadır. Yani bir diğer deyişle hareket canlılığın bir gereğidir. Pierre Bernardo bu konuda “Seyahat etmek evrim geçirmektir.” demiştir. İnsan da gerek fiziksel gerek psikolojik nedenlerle sürekli hareket haindedir. Elbette yeni teknolojilerin gelişmesiyle insanoğlu tarih içerisinde yerleşik hayata geçmiş ve bu şekilde sürekli göç etme zorunluluğunu kırmıştır. Fakat insan öyle yıllar boyunca tek bir yerde yaşayabilecek bir canlı değildir. Sahip olduğu merak duygusuyla hep farklı yerler görmek istemiş ve farklı şehirlere seyahat etmiştir. Bu şekilde o bölgenin insanlarını, kültürünü görmüş hatta onlarla karşılıklı etkileşime girmiştir. Bu insanların yaşayış biçimlerine tanık olmuş bölgenin tarihi ve doğal güzelliklerini inceleme fırsatı bulmuştur. Aynı zamanda oradaki yerel insanlara gelir kaynağı olmuştur. Daha sonrasında ise turizm sektörü ortaya çıkmış ve seyahat olanakları genişletilmiştir. Hepimiz illaki farklı bir şehirde bulunmuş ve orayı gezmişizdir. O bölgeyi ve oradaki insanları tanıma imkânına sahip olmuşuzdur. Aslında insanın seyahat etme ihtiyacı en temelinden bir ihtiyaçtır. Zaten çoğu ülkenin anayasasında bireyin seyahat etme hakkı bulunur. Peki, ülkelerin anayasasına bile koyulmaya layık görülen bu denli önemli bir hakkınız elinizden alınsa nasıl hissederdiniz?
İnternet bence dünyadaki en önemli keşiflerden biridir. Her türlü işinizi halledebildiğiniz aynı zamanda eğlence amaçlı da kullanabildiğiniz çok amaçlı bir platform. Fakat ben seyahat etmeyi, yeni yerler ve insanlar görmeyi seven biriyim. Hareketliliğin ve yer değiştirmenin her zaman faydalı olacağına inananlardanım. O sebeple her ne kadar artık hayatımızın temelini oluştursa ve faydaları görmezden gelinemeyecek de olsa interneti seyahat etmek için feda ederdim. Ne de olsa internet olmadan da pekâlâ yaşayabilir ve farklı insanlarla iletişim kurabiliriz. Ancak benim dikkatimi çeken asıl yer bu iki kavram arasında karar verirken ne kadar zorlandığımız. Eğer birey bu kadar zorlanıyorsa demek ki bu iki kavram o kişi çok değerli. Demek istediğim şu ki bu iki şeyin de kıymetini bilmemiz gerekiyor. Sağlıkta seyahat edebilmenin, aşırıya kaçıp canımızı yakmadan internetin değerini bilmek bu iki kavramın önemini arttırır ve olumsuz yönlerini yok eder.
