Her insan özel ve her insan değerlidir.. En önemlisi de her zaman kendi kişilik özelliklerimizi baskılamadan, hissettiğimiz gibi yaşayabilmektir.
Hepimizin iyi-kötü, doğru-yanlış ve baskın-çekimser huyları vardır. Bu huylar bizi biz yapan, içimizi doğrudan yansıtan özelliklerdir. Kendimize olan saygımız, özgünlüğümüz hiç değişmemeli. Başkalarında beğendiğimiz davranışları kendi kişiliğimize eklemeye çalışmamalıyız. Daha anne karnındayken bile karakteristik özelliklerimiz oluşmuşken büyüdüğümüzde değişmeye çalışmak niye? Hepimiz farklı olursak anlamlı olur dünya.. Yoksa birbirinin aynı olan robotlardan ne farkımız kalır? Tüm canlılar çeşitlilik gösterir ve doğada her canlının görev ve sorumlulukları vardır. Böylece doğada bir denge oluşmuştur. Hepimiz aynı tepkileri verip aynı özellikleri ortaya koyarsak doğanın dengesi bozulur..
Örneğin; arkadaşımla tüm özelliklerimiz aynı olsa, birbirimiz gibi olmaya çalışsak, arkadaşlığımız sarpa sarar ve birbirimizden nefret edebiliriz. Bir başkasının özelliklerini benimsemeye çalışırken benliğimizden ödün veririz. Ne kadar yorucu ve mutsuz edici bir durum olur. Başkaları gibi davranmak onlar gibi yaşamak özgünlüğümüzü kaybettirir. Bu durumları düzeltmek ya da yaşıyorsak, bundan vazgeçmek için yapmamız gereken önemli hareketler vardır. Öncelikle dikkatimizi başkalarının ne yaptığına değil kendi yapmak istediklerimize odaklamalıyız. Herkes bu hayatta kendinden sorumludur; yaptığı her şey kendi zararına ya da faydasınadır. Kendimizin keyif aldığı şeyleri kimseye bakmadan sahiplendikçe, kendimizi hayatımızın merkezine koydukça, başkalarının hayatını bırakıp kendi hayatımızı yaşarız. Bunları yaparak kendimize değer verdiğimizde içimizdeki boşluk yok olur, ruhumuz iyileşir ve içimizi huzur kaplar. Günlük hayatımızda biz hep başkalarına bakarken, kalbimizin tam ortası sahipsiz kalıyor. Kendimize bu dünyada sahip çıkmalıyız. Değerli olduğumuzu her an hatırlamalı ve bizden bir tane daha olmadığını düşünmeliyiz. Parmak izlerimiz bile benzersiz ve bize özel.. Tüm doğrular bize kendimiz olmamızı kanıtlarken bizler de başkalarına benzemek için hatalar yapmamalıyız. Bu konuda, Mevlana’nın ‘Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol’ sözü bizlere yol gösterebilir. TDK sözlüğüne göre anlamı şudur;
İnsanlar nasıl bir kişiliğe sahipse o şekilde gözükmelidir veya nasıl gözüküyorlarsa ona yakışır olmalıdırlar. Aksi takdirde iyi insanlarsa kıymetleri bilinmez, kötü biriyse haddinden fazla kıymet kazanırlar ve zarara uğratırlar. Her zaman gerçek, her zaman biz olmalıyız. İnsan sadece kendisi olduğunda mutlu ve kendiyle barışıktır.
Biz kendimiz olduğumuzda her şey güzelleşir, etrafımızdakiler bizi önemser ve değer verir. Kimseye benzemiyor oluşumuz dikkat çeker. Başkası olmaya çalışmak, başka hayatlardan medet ummak bize sadece mutsuzluk getirir. Her zaman kendimiz olalım, bize kendimizi değersiz, herkesle aynı olan eşi benzerimiz olan biri gibi davranan insanları hayatımızdan uzaklaştıralım ve hayatımıza bir daha girmelerine izin vermeyelim. Biz mutlu olmayı hak ediyoruz…