Ya Donarak Ya Patlayarak

Karanlık enerji; fiziksel evrenbilimde, astronomide, astrofizikte ve gök mekaniğinde evreni sürekli genişlettiği ve galaksileri birbirlerinden uzaklaştırdığı varsayılan bir enerji türüdür. Bu enerji türü evrenin %68’ ini oluşturuyor fakat gerçekten ne olduğunu henüz tam olarak bilmiyoruz. Bilmediğimiz ve bizi fizik alanında şüpheye düşüren bir diğer gerçek ise bu enerjinin miktarı elimizdeki bilgilere göre şu anki bulduğumuz sonuçtan trilyonlarca kat daha fazla olmalı!  Bu konuda ortaya atılan birçok teori ve farklı görüş vardır.

 

Karanlık enerjinin kabul edilmesi uzun bir zaman aldı. Einstein’in genel görelilik teorisiyle Uzay ya genişleyecek ya da çökecekti. Bu fikir daha sonra Astronom Hubble tarafından ‘Büyük Patlama’ teorisini doğurdu. Fakat Einstein sabit evren görüşünden yanaydı ve bu sabit enerjiye alan hesaplamaları yaparken ‘kozmolojik sabit’ adını verdi. Karanlık enerjinin var olduğu kanıtlanınca da bu hatayı hayatının en büyük hatası olarak nitelendirdi. Fakat 1995 yılında Fizikçi Lawrence Krauss, Einstein’in hata yapmadığını kozmolojik sabitin gerçekten de sabit olduğunu ama Einstein’in aksine bu sabitin görevinin Evren’i sabit tutmak değil genişletmek olduğunu buldu. Bilim adamları bu konuya ‘’Evren’in sonu’’ olarak bakıyor yani karanlık enerjinin ne olduğunu ve nelere yol açacağını bilirsek Evren’in dolayısıyla da Dünya’mızın sonunun nasıl geleceğini de biliriz.  Ama bu noktada tekrar Einstein’in bir teorisine geliyoruz, kozmolojik sabit tüm enerjisini genişlemeye harcayacak ve Dünya’nın yırtılması için bir enerji kalmayacak. Bu konuda ortaya atılmış birkaç teori daha bulunmakta: büyük çökme, ısıl ölüm, büyük yırtılma…vb. Özellikle Çinliler tarafından ortaya atlan ‘büyük yırtılma’ teorisine göre Evren 22 ile 30 milyar yıl içinde parçalanacak. Sonuç olarak güncel bilgilere dayanarak Evren’in yok olması için 2 farklı yol vardır: İlki zamanla galaksiler arası uzaklığın en az 20 milyar ışık yılı olacağı ve 100 trilyon yıl sonra tüm güneşlerin öleceği, bütün kara deliklerin buharlaşacağıdır. Atomlar çürüyüp parçalanacak ve gezegenler toza dönecektir. Evren soğuyacak ve sonunda her şey donarak yok olmuş olacak. Rastgele kuantum salınımlarıyla ise yepyeni bir Dünya oluşacak. Buna ‘Isıl ölüm’ diyoruz. Bir diğer yol ise 22-30 milyar yıl içinde Evren’in genişlemesi o kadar hızlanacak ki atomlar ışıktan hızlı bir şekilde şişecek böylece bu sefer Evren’in dışından değil de içinden büyük bir patlama olacak sonuç olarak da Evren’in küllerinden yeni bir Evren doğacak buna da ‘büyük yırtılma’ diyoruz.

Einstein’in büyük yırtılma teorisini çürütme fikrini destekliyorum çünkü Evren olan enerjisini her geçen gün genişlemek için daha fazla kullanıyor ve böyle düşündüğümüzde yok olmak yani büyük bir içten patlama için yeterli enerji yoktur. Isıl ölüm teorisi ise çok daha mantıklı ve hayatta kalıp bunu engellememiz için Güneş yerine geçebilecek bir enerji bulmalı veya üretmeliyiz bunun Fizik alanında yol açabileceğine inandığım bir diğer devrim ise Işık hızında gezegenler arası seyahat. Eğer galaksiler birbirlerinden uzaklaşırken hala aynı teknolojide ve bilgide olursak donarak öleceğiz!

 

(Visited 59 times, 1 visits today)