Haftalardır bu hafta sonunu bekliyordum. Annem ve babam hafta sonu birlikte tatile çıkacaklardı. Ben ise evde mükemmel bir parti verecektim. Lise’den 4-5 arkadaşımı da davet etmiştim. Aslında tam bir parti sayılmasa da yinede eğleneceğimiz kesindi. Tabii ki bunlardan ailemin haberi yoktu, olmayacaktı da zaten. Parti için ne gerekliyse evi bir gün öncesinden doldurmuştum abur cubur ve içecekleri evin deposuna saklamıştım. Babamın içki zulasından da bir şeyler alsak anlayacağını sanmıyordum zaten babam namı değer içki fabrikasına sahip.
Cumartesi sabahı annem ve babamı uğurlamaya çıktım ve araba ufuk çizgisini geçene kadar seyretmeye devam ettim. İzmir’e gidiyorlardı yaklaşık altı saat yolları vardı yani yarı yoldan dönseler bile evi toparlayacak kadar zamanım vardı. Eve koşup bizimkileri aradım. Evet, saat erkendi ama eğlenmeye başlayabilirdik. Arkadaşlarımı aramam ile kapının zilinin susmaması bir oldu. Sağolsunlar elleri boş gelmemişlerdi birisi yetmezse diye içecek bir diğeri de yetmezse diye şarj aletini getirmişti. Ama asıl bomba yine bizim evdeydi. Elektronik baterimin anfisini kullanarak bütün evdeki camları titretebiliyorduk. Her şey tertemiz gözüküyordu artık proje başlayabilirdi. Bu projeye bir de isim vermemiz gerekirdi tabii ki. Bir arkadaşım gizli bir şeyler olsun dedi, bir diğeri ise neden o zaman ”X Projesi” demiyoruz dedi. Herkesin çok hoşuna gitmiş, isimi hemen benimsemişlerdi.
Önce ne yapsak diye düşünürken bir film bulduk ve abur cuburları eritmeye başlamıştık bile. Öğlene kadar o film ile oyalandıktan sonra. Gitar çalan bir arkadaşım gidip evinden gitarını getirdi. Ben ise baterimin başına geçtim. Bu şekilde minik bir konser verdik diyebiliriz. Ne yaptığımızı bilmeden saat altı olmuştu güneşin ne zaman battığı bile anlamamıştık. Derken kapı çaldı ve herkes korkuya kapıldı annem ve babamın döndükleri düşünüyorduk biri kapı deliğine bakmaya gitti, ardından ” Beyler Nur gelmiş! ” diye bağırdı. Herkesin kafası karışık gibiydi nereden öğrenmiş olabilir diye düşünürken aramızdan biri kendini zaten belli etti. Hoşlandığı kız olduğunu bu yüzden çağırdığını söyledi peki ya sırası mıydı? Çok sevdiğimiz bir arkadaşımız olduğu için neden bize söylemediğini sorduk hem hoşlandığı kişiyi bize söylememişti hem de eve çağırdığını. Bunun hesabını daha sonra verecekti, o da biliyordu. Gitti, kapıyı açtı. Nur içeri girdi, oturdu. Ortama ayak uydurmuş gibi görünüyordu. İçecek bir şeylerin olup olmadığını sordu. Tam o sırada bizimki hava atacağım diye içki ikram etti. Biz şok olduk tabii kimse ne olduğunu anlamıyor daha biz içmemiştik oysa ki. Kıza koşup viski getirdi, kendisine de bir bardak almıştı. Zaman geçti bu sırada bizde içecek bir şeyler almıştık. Ortam güzeldi aslında herkesin kanı kaynıyordu. Nur’un kafası güzelmiş gibi davranmaya başladı, o zaman anladık ki Nur sarhoş olmuştu. Sadece bir bardak içmişti. Hep birlikte Nur’u eve bırakma kararı aldık. Bunun için annemin arabasını kaçırmamız gerekiyordu birde. Bunları planlarken yine kapı çaldı.
Herkesin yine eli ayağı birbirine dolaşmıştı. Gittim ve kapı deliğine baktım. Nur’un ablası … Nasıl olur? Ne yapacağız? Kafam da o an dönen şeyleri size sıralayamam. Kız sarhoş şu an ne açıklama yapacağız diye düşünüyorduk. Birine gidip Nur’u koltuğa yatırmasını ve uyuya kaldığını söyleriz diye düşündük. Dİğerleri ise etrafı kabaca topladı en azından içkileri. Kapıyı açtım, Nur sizinle mi? derken etrafa göz gezdirdi. Evet içerde uyuya kaldı dedik. İçeri girdi ve Nur’a baktı. Nur cidden nasıl uyuya kalmıştı. Saniyeler içinde kız uyumuştu. Kafamdaki sorular gittikçe artıyordu, hiç bir şeye anlam verememeye başlamıştım.
Nur’un ablası bizi hafifçe süzdü ve Nur’u kucaklayarak arabaya götürdü. Giderken, kornaya bastı ve iyi eğlenceler beyler, diyerek pekiştirdi. Bu kadar mıydı? Neden bir şey dememişti bize? Neden kafamın içinde onlarca soru dönüyordu hala. Arkadaşlarımla cidden ne bir azar ne de bir tehdit yemediğimiz için sanırım iyi günümüzdeydik. En iyisi şarkı açıp içmeye devam etmekti.