Bir zamanlar İrem adında bir kız varmış. İrem voleybolu çok severmiş. Günlerden bir gün, yine her zamanki gibi okul dönüşünde voleybol çalışmak için bahçeye çıkmış. O gün, ağaca bir broşür asıldığını görmüş. İrem, çalışıp çabalayarak o ağaçtan broşürü almış. Broşürde şöyle yazıyormuş: “Bütün sporcular burada yetişti ve başarılı oldu. Sen de gel, voleybol, futbol, tenis… bir sürü aktiviteye katıl! Sadece sporla kalmayıp sanata da koş!”
İrem çok sevinmiş ve hemen içeri koşup annesine haber vermiş. Annesi de İrem gibi çok sevinmiş. Hemen gidip görüşmüşler ve gerçekten de orada bir sürü sporcu varmış. İrem hemen orada voleybola başlamış. Okuldan geldikten sonra veya hafta sonu hocanın verdiği taktikleri tekrar ederek sporunu aksatmadan çalışmış.
İrem o kadar çok ilerlemiş ki profesyonel olmuş ve yarışmalara bile katılmaya başlamış. Şu ana kadar katıldığı yarışmaların hiçbiri önemli değilmiş, ta ki bugüne kadar. Bugün İrem’in aylardır beklediği an gelmiş; büyük bir yarışma, hatta bir turnuva!
Yarışma başlamış ve İrem çok heyecanlıymış, aynı zamanda korkuyormuş. Ancak İrem, maçta üst üste sayılar almış. Aylardır ve hatta haftalardır verdiği emek boşa gitmemiş ve maçı kazanmışlar. Akşam yatağa girdiğinde “Hayatta verdiğim en iyi karar!” demiş ve kendini uykunun kollarına bırakmış.