Veganlık, ilk defa 1944 yılında ‘ The Vegan Society ‘nin kurucusu Donald Watson tarafından ortaya atılan ve hayvanlar alemini korumak için et, balık, tavuk vb. hayvan ürünlerini kullanmamak, bitki vb. yiyecekleri yemek demektir. Son zamanlarda adını çok sık duyduğumuz ‘ veganlık ‘ kelimesi, internet sayesinde dünya çapında çok geniş bir kitleye yayılmıştır. Bu durumun sonucunda akıllarda şu soru uyanmıştır: Veganlık gerçekten hayvanlar alemini koruyor mu, vegan olmalı mıyız?
Vegan insanlar sırf hayvan eti yemedikleri için kendilerini hayvanların kahramanı zannederler, vegan olmayanları ‘hayvan düşmanı ‘ olarak tanımlarlar. Vegan olmayan insanlar onlara göre cani canavarlardır, ve bu insanların veganlıkla alakalı görüşlerine saygı duymazlar. Bazı insanlar direkt vegan olup sonuna kadar veganlığı savunurken bazı popüler kültürün etkisinde kalmış diğer insanlar ise sadece popülariteye uyum sağlamak için vegan olur. Ancak bütün veganlar, insan türünün ( homo sapiens ) hepçil hayvanlar sınıfına girdiğini, et yemenin hepçil hayvanların doğasında olan bir özellik olduğunu göz ardı eder. Bitkilerin otçul veya hepçil hayvan türleri , otçul hayvanların da etçil veya hepçil hayvan türleri tarafından tüketilmesi doğada bir denge oluşturur. Eğer dünyadaki en baskın tür olan insan, sadece bitki yiyip de hayvan tüketmez ise bu denge bir anda altüst olur, dünyadaki hayvan ve bitki türleri büyük bir tehlikenin altına girmiş bulunuruz ve bu da hayvanları korumak yerine hayvanlarla birlikte ölüme doğru gitmemize neden olur. Ayrıca, insan türü dışında hiçbir türde veganlık görülmemiştir. Çünkü hayvanların hem besine ihtiyacı vardır, insanlar gibi stok yapamaz ve markete gidemez; hem de duyguları yoktur. Zaten veganlığın ortaya çıkmasındaki etkin unsurlardan biri de insanların duygulara sahip olmasıdır. Bu, sırf öylesine yemek için çok sevdiğiniz bir hayvanınızı ( evcil hayvan olma zorunluluğu yoktur) bir anda katletmek anlamına gelmez. Şefkatle, sevgiyle bağlandığınız bir hayvanı elbette kesmemeniz lazımdır. Fakat kasapta duran bir eti almayınca da hayvanların kahramanı olmazsınız.
Son zamanlarda çıkan ‘2030 yılına kadar herkesin vegan olmasının gerektiği, aksi takdirde dünyanın sonunun geleceği’ düşüncesi de şu ana kadar duyulan en saçma görüşlerden, daha doğrusu reklamlardan birisidir. İlk olarak, hangi kaynaklara bakılmış da ‘2030’ denmiş, ikincisi herkes bir anda vegan olursa bitkilerin ne kadar kısa zamanda tükeneceğinden bihaber kişiler bitki bulamayınca ne yenileceğini düşünüyorlar da böyle bir çıkarımda bulunmuşlar. Kusursuz yaratılmış Dünyadaki harikulade düzenin 1944 yılında çıkarılmış bir düşünceyle altüst olmasına aklını kullanabilen hiç kimse izin vermemelidir, verilmemelidir.
Sonuca gelirsek, elbette bütün düşüncelere saygı duymak gerekir, fakat bu her düşünce uygulanacak demek değildir. İnsanların proteinsiz bir kemik yığınına dönüşmesi, dayanıksız ise ölmesi; bir hayvanın tüketilmesinden elbette daha kötüdür. Öyleyse veganlık, hayvanlar alemini korumanın bir çözümü değildir, böyle bir zorunluluğun konması düşünülemez.