Ve İnsanoğlu Yine Kendisini Düşünmeye Devam Eder

Sanırım kimsenin umurunda değil başkaları. Başka hayatlar, başka canlılar, başka insanlar, başka yaşamlar… Hiç mi düşünemez duruma geldik ki bunları? Varsa yoksa kendimiz, hep benliğimizi yüceltmek amacımız. Ne yazık. Empati duygusu gelişememiş insanlar olduk. Küçük bir alana adeta hapsedilen hayvanların kırgınlığını, mutsuzluğunu göremeyecek, görsek bile aldırmayacak küçük hayatlarımızın içinde boğuluyoruz. Farkından değil misiniz hiç? BU dünyada sadece biz yokuz.
Hayvanat bahçeleri… Adeta bir hapishanedir onlar. Aslında kulak verseniz belki de hayvanların çığlıkları tırmalar kulaklarınızı. İyice baksanız gözlerine anlarsınız bulundukları azabın ölçütünü. Ya da hayır, asla anlayamazsınız. O durumu deneyimlemeden anlayamazsınız. İnsanlar olarak yaşamadan bilemiyoruz. Özümseyemiyoruz hiç.

Hepimiz gideriz, giderdik değil mi hayvanat bahçelerine? Eğlence olurdu, keyif alırdık gitmekten. Gerçekten hayvanların üzüntüsü mutlu mu ediyor bizi? Bu kadar düşebilmemiz gerçekten kötü. Çocuklar hayvanları görsün, bilgi edinsinler diye yararlı deniyor hayvanat bahçeleri için. Nasıl bir zihniyet böyle bir fikre mantıklı diyebilir ki? Orada canlıları yaşamlarını dış dünyadan kopmuş bir şekilde, hiçbir genişliği bulunmayan kafeslerde geçirmeye terk ediliyorlar resmen.

Açıkçası ben de küçük bir çocukken seviyordum. Yani hayvanat bahçesine gitmek bir çocuk için mükemmel bir etkinlikti. Ama çocuğum. Ne anlarım hayvanların ne yaşadıklarından. Şimdiyse kendimi onların yerine koyuyorum ve öyle bir kafeste uzun süre kalamam sanırım. Düşünebiliyor musunuz, tüm hayatınızı kafeste geçirmek zorunda olduğunuz bir hayatınız olduğunu.  Asla istemezsiniz, aklınıza bile gelsin, rüyanızda bile rastlaşmak istemezsiniz. 

  Hayvanların ticari kaygılar için kullanılması bence durumu anlatıyor. Hayvanların üzüntüsünü ve özgür olamamasını, onların hayatlarını mahvetmeyi ve kafeste yaşamaya mecbur bırakılmasını umursamadan para kazanmak ne korkutucu bir yol. Yine para ve yine mahvolan yaşamlar… Para adeta bizi tutsak etmiş. Nasıl olur da bir canlıyı kafeste tutsak etmekle kazanılan para kolayca harcanabilir? Neden, vicdanın sesi bastıramaz para sevgisini ve neden, nasıl bir insanın gözünü bürüyebilir ki para aşkı? Bir trajedi üzerinden yapılan ticaret var ortada. Tepki vermek yerine herkes umursamadan hayatlarına devam edebiliyor, gerçekten kötü.

Hayvanları nasıl göreceğiz o zaman, diye soranlar varsa cevaplayayım hemen : Hiçbir canlı, hiçbir varlık sizin şahsi eğlence ve keyfiniz için hayatını heba edemez. Sizin birkaç dakika sürecek olan mutluluğunuz ile bir hayvanın yıllarca sürüyor olan mutsuzluğunu karşılaştırmak bile hata olur ayrıca. Hayvanlar sadece hayvanat bahçelerinde de yok zaten. Ama kafeste tüm enerji ve cesareti giden bir aslanın size saldıramıyor oluşu ve bu korkusu size keyif veriyor ise, sizin için üzülmem gerekiyor olabilir. Umarım insanlık kafeslerde aynı şeyleri yaşamadan empati yapmayı öğrenebilir ve diğer canlıları da fark etmeyi öğrenir.

 

(Visited 209 times, 1 visits today)