Hepimizin bir hedefi, hayali var. Parlak bir geleceğe sahip olabilmek için nefes almadan koşturuyor ve emek harcıyoruz. Kimi zaman çok yoruluyor ve bırakmak istiyoruz. İçimizdeki ses ise aniden konuşmaya ve bizi vazgeçirmeye çalışıyor. ‘’Bırakırsam çok rahatlayacağım ama devam edersem gelecekte zorluk çekmeden yaşayacağım.’’ İşte tam o sırada, kendimize dur demeli ve biraz düşünmeliyiz. ‘’Vazgeçmek mi daha kolay, yoksa yola devam etmek mi?’’ Hayallerin ötesine geçmek mümkün, yeter ki vazgeçmek.
Bugün sahip olduğumuz şeylere sahip olabilmek için gerektiğinden fazla çaba sarf ettik. Oysa ki bir süre sonra, yolun yarısında nefes nefese kaldığımızı fark edip hemen pes etmek istiyoruz. Eğer bir hayal belirlediysen, zaten yorulacaksın. Bilmemiz gereken şey, ne zaman duracağımız ve ne zaman tekrar yola devam edeceğimiz. Bazen kendi kendimize ‘’Yeter artık olmuyor işte daha fazla uğraşma’’ diyoruz. Atladığımız şey ise, başarısız olmamamız değil, sadece biraz yıpranmamız. Bunu anladığımız an ‘’Yorulmamam lazım, Devam edeceğim, hayallerime ulaşacağım’’ dememiz gerekir ve yola kaldığımız yerden devam ederiz. Hayallerin ötesine geçmek mümkün, yeter ki vazgeçme.
Bazılarımız beynimizdeki komutları algılayamıyor ve ‘’Ben artık yapamıyorum’’ deyip oyundan çıkıyor. Başlamak zor olabilir ama bu maratonda başlangıçların zorluğu bizi yıldırmamalı. Bir hayalin peşinden gitmeye çalışırken ya da mücadele ederken başlangıç noktası her daim zorlayıcı olur. Her mücadele noktasında aşılması gereken bir problem ya da çıkılması gereken dik ve kaygan bir yol var. Hayatımızda başarı, bir noktada da mücadeleyi bırakmama azminden geçer. Başarıyı belirleyen en kilit nokta, o koca yokuşa sabredip ötesine geçebilmektir ama yolun yarısında bırakırsak başaramayanlardan birisi oluruz. Hayallerin ötesine geçmek mümkün, yeter ki vazgeçme.
Gerçekleşmemiş olasılıklara kafa yormayı bırakıp şu an sahip olduğumuz imkanlar ve hayaller için sevinç duymalı ve geçmişi geçmişte bırakmayı öğrenmeliyiz. ‘’Zaten daha önce de yapamamıştım.’’ dersek, zaten en başından kaybetmişizdir. ‘’Geçmiş ve gelecek yoktur, yalnızca sonsuz bir ‘şimdi’ vardır.’’ demiş Abraham Cowley. Şimdiki anımızı güzelleştirmek sadece bizim elimizde. Geçmişe bakıp gelecek planlayamayız ama şimdiye bakıp, şimdi nerede olduğumuzu görüp yarınımızı ona göre düzenleyebilir, ona göre bir yol haritası çıkartabiliriz. Yüzleşmemiz gereken tek şey korkularımız. Gelecekten korkmayıp vazgeçmezsek her şey bir örgü ipi gibi ilerleyecektir. Belki de hayal ettiğimizin daha da fazlasına ulaşacağız. Hayallerin ötesine geçmek mümkün, yeter ki vazgeçme.
Hayat sadece biz istediğimiz zaman hareket eder, sadece biz istediğimiz zaman duraklar. İstediğimiz her şeye sahip olabiliriz. Sadece hayal ederek. Fakat ne için yola çıktığımızı bilmemiz lazım. Bir yolda öylesine ilerliyorsak hayatımızın her anında başarısız olmaya hazırızdır. Neticesi olmayan yollarda yürümek yerine, emin ve sağlam yolları seçmeliyiz. ‘’Tutkusunun meyvesini toplayan biri sevincinin de hakkını verebilmeli.’’ diyor Giovanni Boccaccio, ‘’Decameron’’ kitabında. Hayal ettiklerimizin peşinden gidersek geri kalan anlarımızı hep mutlu hatırlayacağız. Hayallerin ötesine geçmek mümkün, yeter ki vazgeçme.
Shakespeare’in dediği gibi ‘’Sözler uçuyor havaya ama düşüncen yerde, öz olmayınca söz yükselmiyor göklere.’’ Bu yola neden çıktığını unutma. Şu an ne için yorulduğunu bil ki ileride yaptıkların havada kalmasın. Hayat zaten senin. İpleri eline al ve devam et. Ne demiş Ömer Seyfettin, ‘’Hayat, hiç perdesi kapanmayan bir sahnedir.’’