İnsanoğlu varoluşundan bu yana her zaman suç işlemiş ve işlemeye devam edecektir. İlk insanlardan bu yana insanlar kendilerini güçlüleştirecek yada diğer insanlardan bir üstünlüğüm olacak diye her zaman birbirinin canına kıymıştır. Bu insanın duygularından biri olan kıskançlık yüzünden olmuştur.
Kıskançlık, üzgünlük, hırs ve öfke gibi duyularımızı kontrolü bir şekilde kullanamazsak bu bize her zaman sıkıntı yaratır. Ama bu duyguları kontrollü ve lehimize kullanmayı başarabilirsek insan oğlunun şu an uyguladığı ceza yöntemlerine gerek kalmadan gelişebiliriz. Bizim hapishane sayısını artırmaktansa insanlara bu gibi duyuları nasıl kontrol etmemizi öğretmeliler. Biz bunun tam tersini uygulayarak ucuza ve kolaya kaçmaktayız. Yeni yeni hapishaneler inşa ederek insanların suç yaptıklarında o küçücük pencereden bazen hiç gökyüzünü yıllarca belki ömrü boyunca düşünmesini sağlıyoruz yada direkt suçsuz yere ve gereksiz yere ölmesini.
Herkes aslında iyi kalpli bir insan fakat bazı ailevi eğitimsizliklerden dolayı ve varlıksızlıktan dolayı bu duruma düşmektedir. Belki istemse bile zorlanmaktadır. Biz şu anda insanlara yardım edecek destek çıkacak kanunlar koymak yerine okumuş insanlarında sadece bir yazı yazıp eleştiri yapıp bu konuda yanıldığını söyleyip doğru yöntemi söylemesine rağmen şu anda hapisteler ve belki çoktan ölmüşlerdir bizim haberimiz yok. Şu anda ülkemiz durumda ve her geçen gül ekonomik şartlar nedeniyle suç oranı artmaktadır. Adalet, her zaman iyiliği ödüllendirmek değildir, aynı zamanda kötülüğü cezalandırmaktır da felsefesiyle. Ekonomi ve Barış Enstitüsünün yayınladığı belgeye göre, Dünyada en az suç işleyen ülkelerde İzlanda, Yeni Zelanda, Avusturya bulunuyor. Hatta şaşırtıcı bir şekilde İzlanda’nın aktif bir şekilde polisi, silahlı bir gücü yok. Bu oran ekonomi ile bağlantılı da diyebiliriz. Zengin ve refah içinde ülkelerde suç oranı azalırken fakir ülkelerde bu oran artış göstermektedir. Aynı zamanda cezaların caydırıcı olması da bir diğer etkendir işte tam bu noktada yeni kanunlar çıkarmak etkili olacaktır.
Bir diğer yönde ise insanlar hapisten çıkmasına rağmen tekrar hapse giriyor. Çünkü sicillerine hapiste girdiği yazdığından hiç kimse onu işe alamadığından açlıktan ölmektense ya bir çeteye girip para kazanmaya yada başka yöntemlerle suç işliyor. Bizim hem yeni kanunlarla bu gibi hapisten yeni çıkmış insanlara yeni olanaklar sağlayıp hayatlarını düzene sokmalarını sağlamalıyız. Yoksa hapiste çürüyen bedenlerinin hiçbir amaca sahip olmadan bu sefer hayatlarını kaybedene kadar hapiste kalıyorlar. Saçma sapan kanunları kaldırdığımız zaman hem hapishaneleri kapatıp onların yerine fabrikalar açıp hem ekonomiyi güçlendirip insanlara iş olanağı sağlayıp bu suç oranını baya büyük oranda düşürebiliriz diye düşünüyorum.