Uzaylılar günümüzde çok popüler bir konu, herkes tarafından merak edilebilecek nitelikte; çünkü insanoğlu elbet kendinden başka zeki bir yaşam formu hakkında bilgi sahibi olmak ister. Çoğu için Dünya gezegeninde yaşayan bazı canlılar bile tuhafken, yepyeni bir varlığın olmuş olma ihtimali bile tüyler ürpertici.
Peki ‘uzaylı‘ dediğimiz şey nedir? Tabii ki ilk başta bir bilimsel tanıma başvurmak gerek;
“Uzaylı; Dil bilgisi yönünden Türkçe’de sıfat olarak kullanılır.
Uzayda yaşadığı varsayılan (canlı);
olaylardan , söylenenlerden habersiz olan.”
Türkçe’deki mecazlı kullanımından ziyade, daha bilim kurguya yatkın ve asıl heyecan verici tarafının tanımı ise;
“Dünya dışı, olağan üstü ve bir akla sahip yaşam formu.”
Bir varlığın uzaylı olması için Dünya dışı olması yeterlidir; bu yaşam formu bir mikroskobik canlı ya da Dünya’daki canlılara çok benzeyen bir şey de olabilir.
Ancak benzeyebilmesinin ve çok küçük bir canlı olma ihtimalinin yanı sıra, bir ‘uzaylı’, insanların çoğunlukla ‘uzaylı’ dediğinizde aklına gelen profile de benzeyebilir.
Pörtlek, ruhsuz, kara ve göz bebeksiz dev gözler; pembe ya da yeşil bir ten (bu önemli bir madde) ve kocaman bir kafa. Genelde kafanın kocaman olması beynin büyük olması teorisinden kaynaklanır. Çünkü şayet Dünya dışı bir varlık olsaydı; bu varlık insanoğlundan daha zeki olurdu.
Evet, bu klişe, basma kalıp tutumlardan vazgeçmeliyiz.
Peki gerçek bir uzaylı profili nasıl olurdu?
Birkaç bilim kurgu yazarı ve uzmanın fikirleri şunlar:
“Birçok farklı özelliğe sahip olup, aynı zamanda birçok da benzer özelliğe sahip canlının yaşadığı gezegenim gerçekten ilginç bir yer. Şahsen insandan tamamen farklı bir biyokimyaya sahip bir uzaylı türünün kulakları, ağzı burnu, iki kolu ve bacağı, iki çeşit cinsiyeti, sıcak kanlı (bilimsel olarak) veya buna benzer başka insana benzer özelliklerinin olacağına inanmıyorum.
Ancak bir akla sahip olmaları için beyin kapasitesi ve bunun için de sözde var olan beyni koruyacak bir yapıya; bir iskelete, bir çeşit savunma mekanizmasına ihtiyacı olacaktır.”
“Akla sahip olduklarını varsayarsak, alet edevat gibi yaşamlarını kolaylaştıracak şeyleri yapmaları için parmak gibi oynak (eklemli) vücut parçalarına ihtiyaçları olacaktır (illa ki oynak bir başparmağa gerek yok; belki kavrayabilen dokungaçlar).
Üretken bir sisteme ihtiyaçları olacaktır – ki bu sadece akla sahip ‘uzaylılar’ için geçerli değil, bir başka akla sahip olmayan olağanüstü varlığın da türünü devam ettirmeye ihtiyacı vardır . Bu sistem tomurcuklanma, tohum ile, bölünme ile, yumurtlama ile, yaşamasa da sıcak kanlı bir yavru canlı meydana getirebilir. ”
“Algısal bir sisteme gereksinim duyarlardı; bir çift göz, koku almaçları ve diğer almaçlara ihtiyaç duyarlardı. Ancak gözleri kendi sistemlerindeki güneşlerine göre evrim geçirip büyük ya da küçük olurdu, bizimki kadar olmak zorunda değil.”
Peki ya habitatları? Devasa büyüklükteler mi? Okyanus ya da denizlerde mi yaşarlardı? Gezegenlerinin bir gaz bulutundan oluşmuş olma ihtimalleri var mı? Ya da bir çöl? Bir orman? Bir akla sahip olmaları için iletişime ihtiyaç duyarlardı ses ile mi? Göz falan mı kırparlardı?
Bu konu hakkında benim görüşüm, kendi gezegenimizi düzgünce keşfetmeden ve bir düzene sahip olmadan, bir başka ırkın gezegenini ne yapacağız ki?