Gökbilimcilerin çoğu uzayımızın sınırsız olduğunu düşünüyorlar yani bir yöne gidildiğinde geri dönmeksizin sonsuza kadar gidebileceğimizi düşünüyorlar. Fakat evrenimizin sonlu mu yoksa sonsuz mu olduğuna dair bir kanıt henüz yok. Mesela Einstein kendi kütle çekim kuramında, evrenin sonlu ve mükemmel bir 3 boyutlu küre olabileceğini söylemiştir.
Ancak bunların hepsi sadece bazı düşüncelere ya da ufak çaplı deneylere dayalı olan hipotezlerdir. Bu hipotezleri doğrulamanın iki yolu vardır, bunlardan biri biz insanların başka gezegenlerde yaşayan insanlarla iletişim kurmamız diğeri ise onların bizimle iletişim kurmasıdır. Evrenin ne kadar büyük olduğu bilinmez, ancak gözlemlenebilir evrenin çapının yaklaşık 93 milyar ışık yılı olduğu tahmin edilmektedir. Bütün bu bilgiler sayesinde insanların çoğu evrende yalnız olmadığımızı düşünürler sonuçta en az 93 milyar ışık yılı çapı olan bir evrende sadece 13 bin kilometre çapı olan bir gezegende hayat olduğunun düşüncesi bile saçma geliyor. Ancak insanlar henüz başka bir gezegenden hayata dair bir sinyal almış değil bunun birden çok nedeni olabilir.
Bunlardan bazıları ise gezegenimizden çıkan sinyaller sadece 32 ışık yılı uzağa gidebilir ve bu 32 ışık yılı içerisinde hayata dair hiçbir iz olmayabilir ya da hayata dair iz olup oradaki hayat henüz tam gelişmemiş olabilir bu yüzden sinyalleri bize ulaşmıyor olabilir. Ancak bazı insanlar uzaylıların bizim yerimizden haberdar olduklarını ancak bizim onların gerçek olduğunu bilmemiz için hazır olmadığımızı düşünüyorlardır. İnsanlık tarihi boyunca uzay ile ilgili bir çok hipotez öne sürülmüştür çoğu uzun zaman önce çürütülmüş diğerleri ise her geçen gün çürütülmektedir ancak bir hipotez bile doğrulandığında bu insanlık için bir dönüm noktası olabilir.
Sonuç olarak uzaylıların varlığı henüz kanıtlanmış değil ancak her an gezegenimize uzaydan sinyaller ulaşabilir bu yarında olabilir hiçte olmayabilir. Ancak herkesin aklından geçen bir düşünce var o da bu merakın insanların sonunu getirebileceğidir.