Bir gün uzay patatesleri uzay gemilerinde seyahat ederken çilekli yoğurt şeklinde bir gezegen görürler ve şöyle düşünürler: Yoğurtsuz ne tadımız ne de tuzumuz var, haydi gidip şu gezegeni ele geçirelim. İçerisinde kim bilir ne çok yoğurt vardır, değil mi?
O sırada neler olduğundan habersiz gezegenlerinde vakit geçiren tuzlu, tatlı, meyveli ve hatta sebzeli pek çok yoğurt vardı ve her biri kendi dertleriyle meşguldüler. Meşguliyetleri kendi kraliçeleri için taze çileklerle harmanlanmış çilekli yoğurt yapmaktı. Fakat büyük bir sorunla karşı karşıyaydılar. Gezegendeki tüm çilekler çürümüştü. O sırada uzay patatesleri uzay gemilerinde yoğurt gezegenine nasıl saldıracaklarını planlıyorlardı. Hemen kendi patates gezegenlerindeki arkadaşları ile planı paylaştılar. Planları şöyle idi: Çilekli yoğurt gezegenine çilekli nükleer füze ateşleyeceklerdi. Füzenin içinde bolca taze mi taze, kırmızı mı kırmızı, lezzetli mi lezzetli çilekler olacaktı.
3, 2, 1 ve ateş.
Füzeyi ateşlediler arkasından da tüm uzay gemilerini yolladılar. O sırada umutsuzluğa kapılmış olan yoğurtlar gökyüzünden gelen sese baktıklarında gökten çilek yağdığını görünce çok şaşırdılar, sevinç çığlıkları attılar. Fakat gezegenin öbür ucundan yardım çığlıkları yükseliyordu, patatesler saldırmıştı.
En sonunda patatesler ve yoğurtlar bir anlaşmaya vardılar. Yoğurtlar patateslere yoğurt yapmayı öğretecek ve patateslerde yoğurtları gezegenlerinde rahat bırakacaklardı.
Sonunda yoğurtlar kraliçelerine çilekli yoğurt yapmanın gururu içindeydiler. Herkes durumundan memnundu, yemek galaksisine tekrar barış gelmişti. Kraliçe yoğurt tekrar çilekler arasında keyifle hüküm sürmeye devam etti.