Bir hafta önce, 10. yılımdan sonra ilk defa uzaya çıktım. Uzun zamandır uzayla ilgileniyordum ve astronot oldum. Uzun süre çalıştıktan sonra sonunda uzaya gitme fırsatı buldum. Kıyafetimi giydim ve kaskımı taktım. Hazırlıklara başlandı ve uzay mekiği kalktı. O kadar heyecanlıydım ki kalbimin attığını hissedemiyordum. Vücudum donmuş haldeydi. Uzaya gitme hayalim gerçekleşiyordu.
Atmosfere gelmiştik. Aşağıdaki hiçbir şey gözükmüyordu. Sonunda atmosferi aştık ve uzaya çıktık. Gözlerime inanamamıştım. Manzara çok güzeldi. Hayatımda gördüğüm en güzel şeydi. Ancak tam ilerlerken bir sorun oldu. Motorlar çalışmıyordu. Orada süzülüyorduk. Sinyal de gitmişti. Herkes paniklemeye başladı. Alnımdan terler akıyordu. Ne kadar çok uğraşsak da motorlar çalışmıyordu. Teknisyenlerimiz motorla ilgilenirken biz yardım almaya çalışıyorduk. Sinyal de olmadığından dolayı kimseden yardım alamıyorduk.
Saatler geçti ve kimse ulaşmadı. Tam umutlarımızdan vazgeçecekken sinyal geldi ve istasyona ulaşabildik. Neyse ki uzayda çok sürüklenmemiştik. Dünya hala büyük bir şekilde gözüküyordu. Uzun bir süre bekledikten sonra bir roketin geldiğini gördük. Bizi kurtarmaya gelmişlerdi! Hepimiz çok sevinmiştik ve rahatlamıştık. Bizi rokete bindirdiler ve geri Dünya’nın yolunu tuttuk.
Oraya vardığımızda dev bir kalabalık bizi bekliyordu. İndikten sonra tüm gazeteciler fotoğraf çekmeye başladı ve başka astronotların ailesi geldi. Bir süre bekledikten sonra ailemi gördüm. Koşarak yanlarına gittim ve sarıldım. Çok mutluyduk. Bana benimle gurur duyduklarını söylediler ve hep birlikte istasyona döndük.