Bildiğiniz üzere bütün ülkeleri etkisi altına alan korona-virüs nedeniyle turizm alanında yüzlerce turistlik yere gitmek yasak ya da riskli. Böyle bir dönemde turizm en büyük eksiğimiz olmayabilir fakat bu virüsün ne kadar süre boyunca turizm sektörünü etkisi altında tutacağını bilmiyoruz. Bu virüse karşı sanal gerçeklik ile turistlik mekanları ziyaret edeceğimiz bir proje geliştirmek sağlık için yapılabilecek en güvenli ve en pratik yollardan birisidir.
Bu yöntem ile özellikle kapalı ve girilmesi riskli turistlik yerleri tam anlamıyla simüle edilip, eş zamanlı insanlarla aynı anda aynı yerde bulunup, size benzeyen zevk sahibi insanlarla tanışabilirsiniz. Bu yöntemle, yaşanabilecek tarihi eserlere zarar verilmesi, tarihi eserlerin çalınması ve bunun gibi bir sürü sorunun önüne geçilebilir. Ayrıca artılarından birisi ise sanal gezinizi yaparken her zaman internete bağlı olacağınız için herhangi bir tur rehberini ihtiyaç duymadan tek bir tıkla o esere ya da yere dair istediğiniz bütün bilgiler ve fazlasına ulaşabilirsiniz. Başka bir artı olarak birbirinden yüzlerce hatta binlerce kilometre uzaktaki farklı yerleri dakikalar içinde gezebilirsiniz. Örneğin normalde Çin seddi ile Anıtkabir’i aynı gün ziyaret etmek için saatler boyunca seyahat etmek gerekirken, sanal gerçeklik ile dakikalar içinde iki farklı yeri de ziyaret edebilirsiniz. Ayrıca bu turizm şekli hem gençlerin internetteki oyunlardan uzaklaşıp kültürlerini arttırmaya hem de daha yaşlı ve internetten uzak insanların sanal dünya ile yakınlaşmasına yardımcı olacağını düşünüyorum.
Tabii ki de sanal gerçeklik ile turizmin iyi yanlarının yanı sıra kötü yanları da bulunmaktadır. Bunlardan bir tanesi erişim sıkıntısıdır. Örnek olarak Türkiye’de asgari maaşla çalışan bir aileyi ele alalım, bu aile bazen ay sonunu zor getirirken bir tane sanal gerçeklik gözlüğünü ilk öncelik sırasına koyup almayacaktır ve bu bahsettiğim asgari maaşla geçinen aile sayısı %40 gibi büyük bir yüzdelik dilim civarlarında gezinmektedir. Diğer eksi ise kişiden kişiye değişebilecek bir konudur çünkü bazı kişiler sanal bir gezinin gerçek hayattaki bir gezinin yerini tutmadığını düşünürken bazı insanlar ise böyle bir sistemin daha pratik ve kolay olduğunu düşünebilir ve ben de bu düşünceden yanayım, fakat kesin olan tek bir şey var ki sanal gerçeklik ile gezmek bu korona-virüsü varken normal bir turizm gezisinden çok daha güvenlidir.
Kısacası bu yöntem turizm için olabilecek seçenekler arasından en güvenli ve mantıklılarından biridir. Ulaşılması biraz zor bir proje olsa da, eğer korona-virüs beklenenden uzun sürerse ele alınması gereken ilk konulardan birisi olması gerektiğini düşünüyorum.