Uzaktaki Kulübe

 

Bir cumartesi akşamı klasiği olarak arkadaşlarımla yemeğe çıkmıştık. Sohbet edip özlem gidermiştik o akşam. Sonrasında taksiye binmek için cebimdeki parayı yokladım. Oradaydı fakat bir kağıt parçası cebimden yere düştü. Bir adres ve altında not yazılıydı: Bu adrese gel…

Yaklaşık 10 dakika içerisinde bu kağıdın nasıl gelmiş olabileceği ile ilgili bir sürü yorum yaptık. Bazı arkadaşlarım gitmemizi söylerken bazılarımız istemiyordu. Kararı bana bırakmışlardı, ne de olsa bu konu benimle alakalıydı. Ufak bir beyin fırtınasından sonra bu kağıdın yanlışlıkla bana geldiğini düşünerek gitmeyi reddettim.

Taksiye binip evimin adresini verdim. Evim fazla uzak değildi buraya fakat taksi yolculuğu beklediğimden uzun sürdüğünde bir yanlışlık olduğunu anladım. Taksiciye kibar bir şekilde yanlış yolda olduğumuzu söyledim fakat ağzını bile açmadı. Telefonum ile arkadaşlarımı aradım ancak hepsi meşgul çalıyordu. Yoksa bu bana düzenlenen bir komplo muydu?

Kapıyı açmaya çalışırken araba birden durdu. Kapının kilidi açıldı ve arabanın içinde “İn!” sesi yankılandı. Ne yapacağımı bilmeden kapının kolunu açtım ve çantamı alıp aşağı indim. İndiğim an taksici gaza basarak buradan uzaklaştı. Çaresizce etrafıma bakındım, daha sonra da cebimden adresin yazılı olduğu kağıdı çıkardım. Adresi navigasyona girdiğimde ise tam olarak burayı gösteriyordu. Biliyordum işte! Başıma geleceklerden habersiz yürümeye başladım, ta ki o sesi duyuncaya kadar…

Sanki bomba patlarcasına bir ses yankılandı kulaklarıma. Ne yapacağımı bilemedim, stresten ellerim titriyordu. Çantamdan telefonumu çıkardım ve babamı aradım. Açtığında tanımadığım bir ses beni karşıladı. 500 metre ilerdeki kulübeye gelmemi söyledi. Ama o babam değildi ben ona nasıl güvenecektim?

Başka çare bulamadığımdan yürümeye başladım. Her adımımı çok dikkatli atıyordum çünkü burada kendimden başkasına güvenmiyordum. Bir kulübe gördüm uzakta. Dışı özenle boyanmış bacasından duman çıkan bir kulübe… Bu soğuk günde içerisinin sıcak olduğunu umut ederek kendimi motive ettim. İki adımdan sonra işte karşımda kapı vardı, içeri girmem için beni bekliyordu.

Kapıyı elimle ittim. Açılırken çıkardığı gıcırdamayla beraber havadan üstümde konfeti yağdı. Kafamı kaldırdığımda ailemi, en yakın arkadaşlarımı orada görmek beni duygulandırmıştı. Saatime baktığımda saatin gece yarısına geldiğini gördüm. Evet, bugün benim doğum günümdü. Onlar da bana sürpriz hazırlamıştı. Onlara çok minnettardım, asla unutmayacağım bir doğum günü olmuştu bu bana. Değer verdiklerim, sevdiklerimle doyaca geçireceğim upuzun bir gece…

(Visited 36 times, 1 visits today)