Sarp her şeye sahip olan ve sadece parasını ve kendisini umursayan bir çocuktu. Kocaman deniz manzaralı bir villada yaşıyor, bir dediği iki edilmiyordu. Ailesi ne zaman onunla vakit geçirmek istese ailesini bırakıp arkadaşlarıyla takılmayı seçiyordu. Paranın her şeyi yapabileceğini onu sonsuza denk mutlu edebileceğini zannediyordu. Fakat para sadece bir yere kadar yardımcı olabiliyordu. Para ona mutluluk, ev, arkadaş ve bunun benzeri her şeyi getirebileceğini sanıyordu. Fakat yanılmıştı…
Sarp çok zengin bir ailenin tek çocuğuydu. Onu bakıcılar büyütmüştü babası ve annesi onun hep iyiliği düşünmüş fakat bazen her şeyi elde etmesini sağlayarak çok yanlış yapmışlardı. Sarp artık 13 yaşına gelmişti ve doğal olarak ihtiyaçları da artmıştı. Annesi ve babası onu her istediğini para yoluyla elde edildiğini gösterdiği için her şeyin çok kolay olacağını zannediyordu. Annesi ve babası oğullarını İstanbul’un en seçkin okullarında okutuyorlardı. Oğulları için çok para harcıyor her istediği şeyi eksiksiz alıyorlardı. Okuldaki arkadaşları da aynı Sarp gibiydi. İstanbul’un seçkin ailelerinden geliyorlardı. Hepsinin bir ortak yönü vardı arkadaşlık veya aile ilişkilerinden çok para ve çıkar ilişkisi yapıyorlardı. Her şey Sarp’ın istediği gibi giderken bir gün babasının işinde olan bir sıkıntıdan dolayı para sıkıntısı çekmeye başlamışlardı. Sarp üzülmesin diye ellerinden geldikçe durumu ona belli etmemeye çalışmışlardı fakat bir süre sonra artık ellerinden bir şey gelmiyordu ve durumu açıklamak zorunda kaldılar. Sarp bu olayı duyunca çok agresif davrandı ve annesini ve babasını çok üzdü. Fakat annesinin ve babasının elinden bir şey gelmiyordu. Sarp da sadece bu durumu kabullenmek zorundaydı. Arkadaşları bu durumu öğrenince ondan uzaklaşmıştı. Ailesi ne kadar zor da olsa borçlanarak Sarp’ı o okulda okutuyorlardı ama hiç bir arkadaşı Sarp’a eskisi bakmıyordu ve eski yakınlığını göstermiyordu. Sarp paranın bu kadar çok etki ediceğini düşünmemişti ve bu durum onu çok üzmüştü. Bir kaç hafta sonra babasının yerindeki para değeri geri yükselince eski dönemlerine dönmeye başladılar. Bunu Sarp’a anlattıklarında Sarp çok mutlu oldu ve ailesinin değerini anladı. Arkadaşları Sarp’tan teker teker özür diledi ve Sarp onlara yaşadığı zorlukları anlattı. Sarp artık gerçek arkadaşlar istiyordu ve bu olayın hem onları hem de Sarp’ı derinden etkilediğini düşünüyordu. Sarp bu olaylardan sadece ders almaya baktı. Ailesi Sarp’ın bu hareketi onun daha anlayışlı olmasını sağladığı için çok mutlu oldu. Bu olayın tekrarının olmaması yani Sarp’ın yeniden üzülmemesi için ellerinden geleni eskisi gibi yapmaya karar verdiler.
Kısacası bu olay Sarp’ın annesini, Sarp’ın babasını, Sarp’ı ve Sarp’ın okuldaki tüm arkadaşlarını etkilemişti ve bu olaydan şu sonucu çıkardılar :”Bir şeyin kıymeti o şeyin yokluğu ile artar. Ne azsa o kıymetlidir, ne uzaksa onu arar insan.”