UYUMAK MI, KAÇMAK MI?

Çok uyumak kaçmaktır, uyuyamamaksa yakalanmak.” Ne kadar doğru? Bana kalırsa bu doğru, özellikle gerçeklerle yüzleşemeyen insanlar için. Benim düşünceme göre; uyumak rahatlamak (kaçmak), uyuyamamak ise bunun stresine kapılıp uçup gitmektir (yakalanmak). Ne kadar rahatsan o kadar kolaydır gözünü kapatıp birkaç kuzu saymak. Bir de bakmışsın sabah olmuş! “Amma da hızlı sürdü”, “Ben cidden uyudum mu?” falan. Bunu yapabilmen için ya küçük bir çocuk (kime göre ve neye göre olduğunu en iyi sen bilirsin.) ya da hayatın gerçeklik perdesini açamamış ve kimsenin bunu yapmasını söylemediği bir insan olmalısın. Tabii bunları bilince kimseden kimseye işler zorlaşıyor. Bu bildiklerinin stresinden kurtulamaz seni uykunda bile kovalar. “Uykunda”nın altı çizili tabii. Bak şu işe, gayet gerçekçi bir durum değil mi? Uykunda kovaladı. Kaçmaya çalıştın ve uyuyamadın. Uyuyamadın ve bunun stresine daha da kapıldın, peşindeki canavar misali stres figürü çok daha hızlandı. Bu ise basitçe “uyuyamamaksa yakalanmak.” kelimesine dönüştü. Seni yakalayan ise peşindeki stres/kaygı vs. benzeri canavar oldu. Gerçekten uykuya daldığında ise bu canavardan kaçışın oldu. Benim sözlerimle anlatırsam kaçmak için uyku bir uyuşturucu gibi. Bu kurtuluş değil, kurtuluş bunları kabul edip ne yapacağını bildiğindedir. Yakalanmak da kaçmak değil. Sen istesen de istemesen de bunları bildikten sonra unutmayacaksın. Yani, unutmak da bir kaçış yolu değil, kabul edip ne yapacağını bilmen tek yol. Hayatın gerçekten farkında olup kabul etmek, yanılmıyorsam erdemliktir. Bunu yapmanın bilmeyenlere kolay olduğunu söyleyecekler, bilmeyenler söylemek istemeyecekler. Yaşın ilerledikçe, sen öğrendikçe bu canavar büyüyecek. Fakat bu canavarın amacı en başından beri seni korkutup depresyona girmeni sağlamak falan değil. O “canavar” başından beri sadece yardım etmekle hükümlüydü. Senin hayatın gerçeklerini kabullenmen için seni kovalıyordu. Ona yakalanman canavarın büyümesine değil, senin gelişmen için daha büyük bir çabaya dönüşüyormuş gibi. Neticede ne kadar az bilirsen, ne kadar saf olursan, o kadar rahatsın. Bu denemeyi ise Maksim Gorki’nin sözü ile sonlandırıyorum: “Ne kadar az bilirsen o kadar iyi uyursun.”

(Visited 9 times, 1 visits today)