Anarşizm, uygarlığın başından beri olan devleti, yöneticileri ve zorlayıcı hiyerarşiyi reddeden bir görüştür. Anarşi kelime olarak Yunanca “an” olumsuzluk eki ve “archos” yönetici sözcüklerinden türetilmiş “anarkhia” sözcüğünden gelmektedir. Anarşizmin Anarko-komünizm, Anarko-kapitalizm, Yeşil Anarşizm gibi bir çok çeşidi vardır. Anarşizme göre hükûmetler zararlı ve gereksizdir. Bireysel özgürlüklere çok önem veren anarşizm, insanların yöneten bir güç olmadan, bir arada özgürce yaşayabileceklerini savunur. Ama insanlar gerçekten bir devlet veya kuralları koyan bir otorite olamadan bir arada yaşayabilir mi?
İnsanların bir toplum olarak şehirlerde, kasabalarda, köylerde yaşadıkları dönemlerden önce bir otorite bulunmadığı için anarşizm diye bir görüş yoktu. İnsanların birlikte yaşamaya başlaması toplumsal düzeni ve düzeni sağlamak iddiasındaki otoriteyi ortaya çıkardı. Otoritenin bireye karşı uyguladığı baskı anarşizm görüşünün doğmasına neden oldu. Anarşizmin en önemli öncülleri antik dönemde Çin ve Yunanistan’daki filozoflardı. Çin’de Lao Tse gibi düşünürler tarafından savunulan Taoizm’de insanlar doğanın düzenine uyduğu sürece bir yöneticiye ihtiyaç duymazlar. Yunanistan’da ise Aeschylus ve Sophokles, devletin koyduğu kurallar ile bireysel özgürlükler arasındaki çatışmayı göstermek için Antigone efsanesini kullanmışlardır. Stoacı görüşe göre insanlar mutluluğa erişmek için doğadaki yerini bilip ona göre hareket etmeli ve diğer insanlara karşı dürüst ve adil olmalıydı.
Daha modern dönemlerde ise, Fransız Devriminden sonra anarşizm felsefi olarak çok daha gelişmiş hatta bazı ülkelerde uygulanmaya çalışılmıştır. Fransız Devrimlerinden sonra İngiltere’de William Godwin, Fransa’da Pierre-Joseph Proudhon gibi filozoflar tarafından gelişen anarşizm bu dönemlerde çok daha popüler olmuştur. 1864 yılında İngiliz işçiler tarafından kurulan Enternasyonal’in 1866’da İngiliz, Fransız ve İtalyan sosyalist ve anarşist işçileri tarafından ilk kongresi yapıldı. Bu kongrelere Rus Anarşist düşünür olan Mikhail Bakunin de katıldı. Ancak bu kongrelerden Karl Marx’ın girişimleri sonucu Bakunin ve diğer anarşistler ayrıldı ve kendi aralarında Anarşist Enternasyonal’i kurdular ve anarşizmi geliştirmeye devam ettiler. Anarşizmin gelişmelerinden sonra 1871’de anarşizmin ilk uygulanmaya çalışıldığı yer Paris Komünü oldu ancak başarılı olamadı. Anarşizm bundan sonra Rus İç Savaşı ve İspanyol İç Savaşı sırasında yine uygulanmaya çalışıldı ve yine başarısız oldu. Bu başarısızlıklardan sonra anarşizm eski popülerliğini bir daha hiç kazanamadı.
En baştaki soruma geri dönersek “insanlar gerçekten bir devlet veya kuralları koyan bir otorite olamadan bir arada yaşayabilir mi?”. Bence insanların bir devlet veya bir otorite olmadan birlikte yaşayabilmesi mümkün değildir ve bu yüzden de hiçbir zaman uygulanamamıştır. Çünkü anarşizmin uygulanabilmesi için bütün insanların aynı ahlak ve bilinç düzeyinde olması gerekir. Her bir bireyin ortak kurallara uyması, diğer insanlara karşı nasıl davranması gerektiğini bilmesi ve iyi bir insan olması gerekir. Kısacası anarşist sistemde bir kişi bile bunlara uymazsa sistem çöker bu yüzden de uygulanamamıştır.