Ahmet gemilere ve keşiflere meraklı biriydi. Ahmet çok fazla kaşif ve denizci biliyordu ve kitaplarının hepsini okumuştu. Kristof Kolomb, Piri Reis ve Amerigo Vespuçi özellikle çok seviyordu fakat ailesi gitmesine izin vermiyordu ve Ahmet evden kaçma kararı aldı. Bu kararında en büyük rolü abisi Berk’in annesi ile konuşurken ”O da Kristof Kolomb gibi uzak diyarlara açılmak ve yeni yerler keşfetmek istiyordu.” cümlesi oldu. Evden kaçtıktan sonra Türk donanmasından bir gemi çalmıştı. Ailesi polise gitmişti ve donanmada bir geminin eksik olduğunu buldu polisler. Ahmet gemi ile ilerlerken bir anda bir ses duydu gemiye altın kıyafetli mızraklı askerler onu bayıltmıştı. Uyandığında altından bir şehir gördü ve kapıdaki muhafızlar buranın Altın Şehir Atlantis olduğunu söyledi. Ahmet şok olmuştu. Atlantis gerçekten varmış, Ahmet Atlantis kralının huzuruna çıkarılmıştı ve yukarıda yerleşim yeri olduğunu söyledi bununla birlikte Atlantis kralı şoka uğramıştı ve ”Yükselme zamanımız geldi! ” diyerek haykırdı. Savaş hazırlıkları başlamıştı ve daha önce Ahmet’in görmediği teknolojilerle yukarı gidiyorlardı. Ahmet bu işi diplomasi ile çözebileceklerini söylemişti, kral dinledi ve anlatmasını istedi. Biz bu kıtayı uzun zamandır arıyorduk tüm dünya bu kıtayı keşfetmek için birbiri ile savaşıyordu. Kral bu laflardan çok etkilendi ve Ahmet’in teklifini kabul etti. Tüm Atlantis birlikte sudan çıkıp Türk ana karasına çıktı ve kral ”Ahmet 8. kıtayı buldu ve tarihe adını altın harfle yazılması gerekir.” dedi. Ahmet öldükten sonra bile insanlara ilham kaynağı oldu.
Uzak Diyarlar
(Visited 41 times, 1 visits today)