ÜRKÜNÇ PARÇA

Ah! Canım çok sıkıldı. Canım da hiçbir şey yapmak istemiyor. Dur dur! Televizyondaki piyano sesinden ilham geldi. Piyano parçası uydurmalıyım. Ama ürkünç bir şey olmalı. Biraz enerji gelsin yüzüme. Evet bu nota ile başlamalı. Evet ben bile korktum kendi yaptığım müzikten .Ne oluyor! O da ne! Her yer parlıyor gözüm kör olacak. Galiba zaman makinesi buldum. Fotoğraf  makinem; onu almadan gidemem. Eski veya gelecek çağların fotoğraflarını çekmeliyim .Ne oluyor! Havada kuş gibi süzülüyorum. Piyanomda geliyor benimle nasıl döneceğim oralardan. Olamazzzz! Ne, burasıda neresi. Issız bir adadayım. Filmlerdeki gibi. Çok güzel konu olurdu bundan. Kolum biraz acıyor. Yolda biraz incitmişim. Kimse yok. Oda ne. İki çift kulak. Hayır aslan kuyruğu. Bu bir hayal olmalı. Hem de dikişleride var. Bu bir oyuncak. Neye çarptım ben. Ha piyanommuş. Ne yapacağım, nasıl döneceğim. Denizde çok güzel görünüyor. Acaba şu tavşanaslan’ın (ben ona tavas adını taktım) mayosu var mıdır. Ah benim akılsız başım. Başıma bunların geleceğini bilseydim “Issız bir adada yanına ne alırdın?” sorusunu uzun uzun düşünürdüm. Nereden bilebilirdim. Belki de başka bir parça çalsam evime ışınlanırım. Ama hangi parça?? Bunu bulacağım ama o da nee? Bir ses tavas konuşuyor ve bana bir ağaç diyor. Ne yoksa dönüşüm bir ağaçta mı gizli. Tüm ağaçlar aranmaya başlansın. Önce en büyüğünden başlayayım. Kesin ondadır. Ama bulamıyorum. Çok da acıktım. Susadım. Şu ağacın altında biraz dinleneyim. AA oda ne. Nota kağıdı. Hemen çalmalıyım. La la la do mi sol… Derken aa evdeyim. Canım evim. Seni çok özledim. Keşke o anları kaydedebilseydim. Anne bağırmasana hadi uyan diye. AA kim, ne, nasıl bu bir rüyaymış. Ama kabul edelim çok etkileyiciydi. Sahi artık ıssız bir adada olsam yanıma ne alırdım daha iyi kavradım artık. Bu maceralardan sonra şimdi okul zamanı!

(Visited 59 times, 1 visits today)