UNUTULMUŞ KÖY

Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde kalbur saman içinde, develer tellal, pireler berber iken, ben anamın beşiğini tıngır mıngır sallar iken, eski zamanlarda adı sanı unutulmuş bir köy varmış. O köyde herkes selamlaşırmış. Bir gün Ahmet adlı bir çocuk köyden ayrılmaya karar vermiş. Annesi ve babası onu engellemeye çalışmış ama Ahmet’ i durduramamışlar. Ahmet günlerce hatta yıllarca yürümüş ama bir arkadaşı olmadığı için hiç keyifli değilmiş. Ahmet tam geri dönecekmiş ki arkasından bir ses gelmiş. Ses şöyle diyormuş “Sende mi kayboldun?”. Ahmet şöyle cevap verdi “Evet bende kayboldum ve sen de kimsin?”. Ses şöyle demiş “Benim adım Defne ve şu an burada kayboldum”. “Ahmet demiş ki “Sen de unutulmuş köyden misin?”. Defne onunda unutulmuş köyde yaşadığını ve şu an burada olma nedeninin çok bulanmasıymış. Ahmet de aynı nedenle buraya geldiğini söylemiş. Bir anda kendilerini bir şehirde bulmuşlar. Orası Ankara olmak üzere önlerinde duruyormuş. Ahmet ile Defne, Atatürk ile tanışmış. Atatürk’e “Köyü tekrar hatırlanır hale getirip getiremez mi?” diye sordular. Atatürk kabul etti köy artık herkes tarafından biliniyormuş ayrıca Atatürk onları evlerine bırakmış .

SON!…

(Visited 3 times, 1 visits today)