Yıl 1947, aylardan Mart, günlerden perşembe, saat 23.27. Renk Değiştiren Sivrisinek Deneyi’nin insanlık tarihinde yer almış son günü olacaktı. Her şey çok güzel gidiyordu, ta ki esir sivrisinek kafesinden kaçana kadar. Saat 23.49, kamerada görünen sivrisineğin ‘Ana Mumlar’ odasına gittiği görüldü. Sivrisineğin üstünde bol miktarda kimsayal bulunuyordu. Saat 23.59, kimyasal damlası mumların üstüne teker teker damladı ve mumlar söndü. Bu mumlar bütün laboratuvarın kontrol kumandasıydı. Saat 00.00 olmadan mumlar söndü ve tarihler birbirine karıştı.
Sabah uyandım, bugün 2006 yılının Mart ayında ve günlerden Perşembe olduğunu gördüm, çok garipti çünkü dün 2008 yılının şubat ayında ve salı günündeydik. Camdan baktım ama kimse dışarıda değildi, oysaki mağazalardaki indirimler hala devam ediyordu. Beni daha çok şaşırtan şey ise hiç kimsenin balkonunda asılı, kurumayı bekleyen kıyafetler yoktu. Kardeşimi uyandırıp ne olduğunu sormak istedim ama yatağında yoktu, evde ne aile sesi ne de alarm sesi duyuluyordu, galiba evde tek ben vardım. Çok meraklanıp üstümü giyip dışarı hücum ettim. Dışarıda görmeyi beklediğim bir şey göremedim, gördüğüm tek şey beş gündür aynı yerde duran gazete kağıdıydı.
Aniden bir ses duydum. Diyordu ki ‘Takip et benim ısımı.’ Merakım yüzünden takip ettim bu ısıyı. Bir anda sıcaklık yüzüme doğru hızlı bir şekilde vurmaya başladı. Isının beni götürmek istediği yer ‘Renk Bombası’ adlı eski bir şeker fabrikasıydı. Bir saniye beklemeden içeri daldım.
Isı, buradan daha fazla hissediliyordu. Birden büyük sarı bir ok gördüm, daha çok meraklanıp takip ettim. Beni bir laboratuvara götürdü, galiba terkedilmişti. Deney tüplerinin içinde renkli şeyler vardı. Merak edip tüplerden birine dokundum, bütün renkli şeyler tüplerin dışına çıktı ve kırmızı renge döndü. Ben yavaşça uzaklaşırken bir anda beni kovalamaya başladılar. Gücümün yetebildiği kadar koştum, sonunda bir kapı gördüm ve hızlıca içine girdim. Isı burada daha çok hissediliyordu. Isıyı takip ettim ve söndürülmeyi bekleyen mumları gördüm. Mumları merakla üfledim ve duvarda kırmızı bir çizgi gördüm ve yine eve doğru koşmaya başladım.
Kapıdan çıkar çıkmaz sesi duyduğum yere geldim. Eve doğru koşmaya başladım. Sanki her şey normale dönmüştü. Mağazalarda çok uzun bir sıra vardı. Eve geldiğimde annemi mutfakta kahvaltı hazırlarken gördüm. “Seni çok merak ettim, neredeydin?” dedi annem, “Biraz yürüyüşe çıktım.” dedim. Odama geldiğimde takvimimde 2008 yılının şubat ayında ve günlerden çarşamba olduğunu gördüm. Dışarı baktığımda balkonlarda asılı kıyafetler vardı hatta komşunun kedisi asılı kıyafetlerin üstüne yatmıştı, kedisinin doğal alışkanlığı. Ne olduysa tam o an, ben mumları üflediğim sırada oldu. Sonunda her şey normale döndü.