Yıllar boyunca birçok hatıra biriktirmiştim, ancak şimdi hepsi kaybolup gidecek gibi hissediyordum. Doktorun teşhisi sonucu hafızamın giderek zayıflayacağını öğrendiğimde, içimde bir karanlık çöküverdi. Ancak, hayatımın o en özel anı, bir kez daha bana ışık verdi.
O an, bir bahar günüydü. Gökyüzü berrak mavi, çiçeklerin kokusu etrafa yayılmıştı. Parkta, bankın üzerinde oturuyordum. Yanımda, yüzünde o eşsiz gülümsemesiyle oturan sevgilim vardı. Gözlerimizi kapattık ve sadece birbirimizin nefesini duyduğumuz, huzur dolu bir sessizlik içindeydik. Rüzgar saçlarımızı okşuyor, kuşların cıvıltısı aramıza hoş bir melodi katıyordu.
Sevgilim elini alnıma koydu ve yumuşak bir ses tonuyla, “Seni ne kadar çok sevdiğimi hiçbir zaman unutma,” dedi. O anda, zaman durmuş gibi hissettim. Kalbim, sevgisinin sıcaklığıyla dolup taşıyordu. Onunla geçirdiğim her an, sonsuza kadar sürsün istiyordum.
Aniden, gökyüzünde beliren bir kuş sürüsüyle irkildik. Gözlerimi açtığımda, o güzel anın sadece bir hatıra olarak kalacağını biliyordum. Ancak o an, benim için bir ışık oldu. Belki de hatıralarımı kaybedecektim, ama bu anın değeri sonsuza kadar kalacaktı. Sevgilimin hissettirdiği sevgi ve huzur, ruhumda derin bir iz bırakmıştı ve bunu hiçbir şey silemeyecekti.
O gün, yaşamımın en önemli dersini aldım: Hatıralarımızı kaybetsek de, yaşadığımız anların değeri asla azalmaz. O an, sevgi dolu bir kalpte saklıydı ve benimle sonsuza kadar kalacaktı. Hafızamı kaybetsem de, sevgilimin o kutsal sözlerini, o huzur dolu sessizliği ve o anın getirdiği mutluluğu asla unutmayacaktım. İşte o an, yaşamım boyunca tek hatıram olacak ve beni her zaman aydınlatacak olan bir ışık olacak. Hafızamda olmasa da kalbimde hep kalacak.