Unutulmaz Arkadaşlık

Okula başladığım ilk sene ablamla birlikte karneleremizi alıp eve döndük.

Kapıdan girdiğimizde annem ve babam valizlerimizi hazırlamış bizi bekliyordu. Ne oluyor diye sorduğumuzda memlekete dedenlerin yanına gidiyoruz dediler. Ablam ve biz çok sevindik, hemen üzerimizi değiştirdik karnelerimizi de yanımıza alıp hep birlikte yola çıktık.

Yolculuğumuz beş saat sürdü. Sinop’a dedemlerin evine gittiğimizde bizi çok güzel karşıladılar. Birbirimizi çok özlemiştik, uzun uzun sarıldık.

Bir hafta boyunca dedem ve anneannemle birlikte çok güzel vakit geçirdik, gezdik, oyunlar oynadık, sahilde kahvaltılar yaptık, dedemle balık tuttuk. Ben hiç dönmek istemedim, hatta hep orada yaşamak istiyorum.  Fakat artık dönme vakti gelmişti. İstemesek de sabah ayrılıp evimize dönecektik.

Son gece dedemle uzun uzun sohbetler ettik. Dedem bize bir sürü çocukluk ve gençlik anılarını anlattı. Hepsi birbirinden güzel anılar eskiden rahat rahat sokakta oynadıklarını. İnsanların birbiriyle daha çok sohbet edip vakit geçirdiklerini anlattı. Ne kadar çok anlatacak öyküsü vardı. Acaba ben de onun kadar büyüdüğümde benim de o kadar öyküm olacak mıydı?

Merak edip dedeme sordum. Büyüdüğümde benim de senin gibi torunlarıma anlatacak öykülerin olacak mı? diye.

Dedem o tatlı konuşmasıyla başladı anlatmaya. Bu hayatta herkesin, hatta her canlının yaşanmış bir öyküsü vardır oğlum dedi ve devam etti. İnsaların olduğu kadar hayvanların, bitkilerinde öyküleri vardır.

Ama biz insanlar konuşup her şeyi anlattığımız için sadece bizim öykülerimiz bilinir. Oysaki diğer canlılarında yaşanmış diler getiremedikleri öyküsü vardır. Mesela bir köpek aç kalmıştır, hırpalanmıştır ya da çok sevilmiştir. Bir bitki ezilmiştir, kesilmiştir ya da vakti gelip kuruyana kadar çok güzel bakılmıştır.

Dedem o kadar güzel anlattı ki konuşması hiç bitmesin istedim. Ama sabah yolculuk vardı ve iyi geceler diyip yattık.

Sabah hep birlikte çok güzel bir kahvaltı yaptık ve dedemlerle vedalaşıp yola çıktık. Onlardan ayrılmamız biraz hüzünlü oldu.

Yol boyunca dedemin anlattıklarını hiç aklımdan çıkmadı. Önce yolda gördüğüm bitkileri düşündüm. Kim bilir buralardan kaç araba, kaç insan, kaç hayvan geçti o bitkiler onları gördü. Yağmurda, rüzgarda kim bilir neler yaşadılar. Ve şimdi bizi de görüyorlar. Hayalimde bir sürü şey canlandırdım.

Sonra bir kuş takıldı gözüme, uzun uzun onu düşündüm. Kim bilir nerelerde neler yaşadı ne öyküler biriktirdi. Belki de bir avcı onu vurmaya çalıştı, kaçtı kurtuldu. Belki de ailesinden uzakta…

Yolculuk bitmiş artık evimize gelmiştik.Biraz bahçede oynayıp akşam odama geçince uzun uzun yolda gördüklerimi düşündüm.

Dedemin dediğini gibi her canlının iyi veya kötü bir öyküsü vardır. Kimsenin öyküsünü görmezden gelmemeli, sadece anlamaya çalışıp saygı duymalıyız.

(Visited 41 times, 1 visits today)