Penceremden sessiz sedasız içeri girip yüzümde adeta dans eden rüzgar beni uyandırmıştı o güne. Yatağımda uzanırken gün içinde neler yapacağımı düşünüyordum fakat daha fazla dayanamadım ve yüzümü yıkadıktan sonra mutfağa geçtim. Annemin özenle hazırladığı tostumun kokusunu yataktayken bile almıştım ve kısa bir sürede mideme indirdim. Günlerden cumartesi olduğu için okulum yarım gündü ve 13.00’da bitecekti. Çantamı alıp evden çıktım.
Okula vardığımda arkadaşlarım bana bugün gerçekleşecek olan Go-Kart turnuvasına hazır olup olmadığımı sordular ve ben de ‘Tabii ki’ diyerek okul çıkışını bekledim. Hafta içinden daha uzun bir gün gibi gelmişti. Sanırım fazla heyecanlıydım ve bu derslere odaklanmamı da olumsuz yönde etkiliyordu. En sonunda okul bitti ve arkadaşlarımla birlikte metroya binip turnuvanın gerçekleşeceği alana gittik. Her hafta sonu buraya gelip alıştırma yaptığım için bütün arabaları biliyorum ve en iyi olan arabayı biliyordum. Aslında bütün arabaların beygir gücü ve diğer özellikleri eşit fakat uğurlu sayım da 7 olduğu için 7 numaralı aracın daha iyi olduğunu düşünüyordum. Bu tamamen psikolojik bir şey. Akşam 22.00’a kadar sürecek olan turnuva eleme usülü olacak ve yarışacak kişiler kura ile belirlenecek. Üç arkadaşım ile birlikte herkesin de beklediği gibi bekliyorduk. Ben para ödülü için değil birileri tarafından keşfedilmek için yarışacaktım.
Bir saat sonra Cem ve Umut yarışmak için çıktı. Zor bir yarışın ardından Cem birinci, Umut ise ikinci oldu ve sadece Cem bir üst tura çıkmaya hak kazandı. Bundan iki saat sonra ben ve Eren çıktık. Yarışa yeterince iyi başlayamasam da 3 turluk yarışta 2. Turda ikinciliğe geçtim. Son tura girdiğimizde birinci yarışçı küçük bir hata yaptığı için yerleri değiştik ve ben birinci olarak bitirdim yarışı. Eren ise üçüncü oldu. Sadece davetiyeyle girilebilen bir turnuva olduğu için çok yarışçı yoktu ve direkt yarı finale yükseldik. Babam bu turnuvayı birkaç arkadaşıyla birlikte düzenlediği için ben ve arkadaşlarım kolayca girdik.
Yarı final başladı ve kuralar çekildi. İki tane dörder kişilik yarış olacaktı. Cem ve ben farklı yarışlardaydık. İlk olarak ben çıktım. Kaskımın içindeki boneyi doğru düzgün ayarlayamadığım için sürekli görüşümü engelliyordu ve neredeyse kaza yapıyordum. Bir elimle boneyi düzeltirken bir elimle de Go-kart arabasını kullanıyordum. Tam boneyi düzelttiğim anda önümdeki üç kişi birbirine çarptı ve ben birinciliğe geçtim. Eğer üçüncü ile aramdaki fren mesafesini korumasaydım ben de o zincirleme kaza içinde olacaktım. Benim yarışım bittikten hemen sonra Cem’in grubu da çıktı. Fakat arabama benzin koyarken yarışı izleyemedim. İşimi bitirince koşarak Cem’in yanına gittim ve bana ikinci olduğunu söyledi. Yarı final olduğu için birinci ve ikinci finale çıktı.
Final turunda ben Cem ve iki yarışçı daha vardı. Herkes hazırlıklarını yaptıktan sonra yarış başladı. Çok çekişmeli bir yarıştı. Ben birinciliğe geçtiğim anda diğer yarışçı da beni geçiyordu. Bi’ ben bi’ o geçiyordu. Ben ikinciliğe geçtim, Cem ise üçüncülüğe. Cem’e daha önceden söylediğim bir taktiği yapmak için ona el işareti yaptım. Çok riskli bir hareketle o birinciliğe geçti ve ben ikincilikte kaldım. Arkamdakilerin beni geçmelerine izin vermedim ve diğer iki kişi sonuncu oldular. Yarışı Cem birinci olarak, ben ise ikinci olarak bitirdim. Yarıştan sonra herkes bizi tebrik etti.
Hayatımda yaşadığım en heyecanlı gündü ve bundan sonraki turnuvalara da katılmayı düşünüyoruz.