Kuşadası, ne kadar güzel bir yer bilir misiniz? Küçüklüğümden beri ailemle her yaz Kuşadası’ndaki yazlığımıza gider, tüm yazı orada eğlenceli bir şekilde geçirirdik. Hatta bizimle aynı binada oturan üç arkadaşım vardı. Tatili yalnız ailemle değil küçüklükten beri edindiğim, en yakın arkadaşlarım ile de geçiriyordum.
Temmuz ayının ortalarına doğru her yaz olduğu gibi sabah erkenden kalkmış denizin nasıl olduğuna bakmak biraz da hava almak üzere sahile indim. Hava güzeldi ama deniz çok kirliydi, çoğu zaman olduğu gibi. Eve dönmeden önce markete uğrayıp bir şeyler aldım. Kendime kahvaltı hazırlayıp içimde, benim için en önemli dönemi başarıyla atlatmanın verdiği mutlulukla çayımı yavaşça yudumluyor bir yandan da balkondan dışarıyı keyifle izliyordum. Üniversite sınavından güzel bir sonuç çıkarmış hatta istediğim bölümü ve yeri tutturmuştum. İzmir’de bir üniversitenin psikoloji bölümünü. Annemler tatil yapmak üzere Antalya’ya gitmişlerdi. Uzun bir zamandan sonra tek başıma tatil yapıyordum. Derken içeriden tabak kırılmasının sesiyle irkildim. Evet yalnız tatil yapmıyordum belki de ama ailem yanımda değildi. Annemin ortaokuldan beri görüşmeyi hiç kesmediği arkadaşının kızı benim ise bebekliğimden beri görüştüğüm en yakın arkadaşım, dostum, kardeşim. Benden bir yaş küçüktü. Haylaz ama çok iyi bir insandı. Mutfağa koştum ve bir şeyi olup olmadığına baktım. Şükürler olsun ki bir yeri kesilmemişti. Üzgün olduğunu söyleyerek kırdığı tabağı toplamaya çalıştı. Ben ise engel oldum ve ilk önce sofrayı toplamasını sonra da kitaplarını hazırlayıp içeride beni beklemesini söyledim. Bu sene onu üniversite sınavına hazırlıyordum ve annesine onu iyice hazırlayacağıma dair söz vermiştim.
İpek’e biraz konu anlattıktan sonra o, bolca soru çözerken ben ise gazete okuyordum. Gözüme bugünün tarihi takıldı. 24 Temmuz 2018. Bugün benim doğum günümdü ve kimse ne aramış ne de mesaj atmıştı. Buradaki arkadaşlarım kutlamaya gelmemiş hatta İpek bile kutlamamıştı. Oysaki her yaz birlikte kutlardık doğum günümü. Belki onlarda bugünün tarihini farkına varmamıştır diye kafama takmamaya çalıştım.
Öğlen vakti havanın sıcaklığına dayanamayıp tek başıma sahile indim. Arada İpek’i kontrol etmesi için Defne’yi, yazlıktan bir arkadaşımı gönderiyordum. Biraz daha oyalanıp eve doğru yola çıktım. Telefonuma baktım ve hala kimse aramamış ya da mesaj atmamıştı. Anahtarı cebimde ararken olanları düşünmekten kendimi alıkoyamıyordum. Kapıyı açtığımda ise daha büyük bir sürpriz! Kendi evimde tanımadığım birden fazla yüz. Unutulmuş gibi yapılan bir doğum günü partisi. Çoğu kişiyi tanımasam da çok eğlenceli, keyifli bir partiydi benim için.