Unutmak

Unutmak ne kadar basit geliyor her birimize. Sanki yaşanan onca şey, yapılan onca hata bir çırpıda yok olabilirmiş gibi. Kimse farkında değil unutmak aslında ne kadar uzun sürer. Günlerce, aylarca hatta senelerce uyuyamazsın düşüncelerinden. Unutmaya çalıştıkça aklına gelir. Senin bir parçan olur, bırakamazsın. Devamlı olarak düşünmesen de aklına geldikçe üzer seni. Öyle ufacık bir şeyde de aklına geliverir. Bir kuş havalanır gökyüzüne mesela, aklına düşüverir unutmaya çalıştıkların. Ufak bir tebessümle veya birkaç göz yaşıyla baş başa bırakır seni.

Bir müddet zaman geçer, artık üzmemeye başlar seni. Düşünmezsin çoğu zaman içinde yarattığı boşluğu. Kızarsın kendine, neden unutamıyorsun diye. Ama olmaz işte, bazen sadece olmaz. Dün deriz biz buna aslında bütününde. Dün yaşananlar dünde kalmak istedikçe bizim bir parçamız onları asla bırakmaz, tutar onları. Sanki unutmak istiyormuşsun ama yapamıyormuşsun hissi verir insana fakat bilmez ki aslında unutmak istemediği için böyle olur insan.

Bugünü dünü unutmak için yaşamaya başlayınca her şey sarpa sarar hayatta. Hiçbir işine yaramaz dünü unutmak aksine çok daha büyük bir ayak bağı olur. Unutulmak isteyip de unutulamayanlar günden güne artar, zarar vermeye başlar, neye uğradığını şaşırır insan. Dünü unutmak değildir aslında mevzu; yarını düşünmemektir. Mutluluğun, huzurun kaynağı dünümüzü bırakmak değil yarınımızı planlamamaktır. Zira dünü unutamazsınız. Tabii unutursunuz unutmasına ama tamamen silemezsiniz hafızanızdan. Çünkü siz onu bir kere yaşadınız, ayrıca bırakın kalsın o sizinle. Dönüp dönüp ağlamak yerine baktıkça gülümseyin. Ne kadar kötü, ne kadar acımasız da olsa bırakın anı olsun o size. Pişman olmayın yaptıklarınızdan, çünkü kabul edin onu yaptığınız o saniyede aslında istemiştiniz yapmayı, unutmayın bunu. Pişman olmak istiyorsanız yapmadıklarınıza üzülün ama bunu dert edip hayatınızı karartmayın, bugününüzde ona yönelik kararlar verin.

Hala varsa unutamadığınız, unutmaya çalıştığınız, zorlamayın kendinizi. Yeni, beyaz bir sayfa açın ve yeni hikayelerinizi yazın oraya. Ama asla sayfa atlamayın mesela yazarken. Boşa geçirmeyin vakitlerinizi, yaşadığınız hayat ne zannetiğiniz kadar uzun ne de zannetiğiniz kadar kısa, bu yüzden tadını çıkarmaya çalışın her yerden. Veya düşünmeyin beş sayfa sonra ne yazacağınızı. Beş sayfa sonra gelinecek yere hemen ulaşmaya çalışmayın. Sorgulamayın geleceğinizi. Bugünde yaşayın hayatınızı. Attığınız her adımda, söylediğiniz her sözde bugününüzü düşünün. Sanki son gününüzmüş gibi yaşamaya başladığınız anda hayattan zevk almaya başlayacaksınız, yaşıyor olmayı seveceksiniz. Unutmakla uğraşmayın, bir gün gerçekten unutacaksınız merak etmeyin. Ama o günlere inanın daha çok vaktiniz var.

(Visited 96 times, 1 visits today)