David adlı bir ressam eline büyük bir tuval aldı. He dur, sizi kendimle tanıştırmayı unuttum! Benim adım tuval-A ama adım kısaca A diye geçiyor. Arkadaşlarım tuval-B ve tuval-C şimdiden evin duvarına asıldı. Acaba ben mi evin duvarın asılmak için geç kalmıştım, yoksa arkadaşlarım mı duvara erkenden asılmıştı? David eline kocaman boyalar almıştı. Boyaları narince üzerime dokundurduğunda yavaşça boyayı kaydırdı. David boyayı kaydırdıkça çok gıdıklandım.Resim bittiğinde şöyle bir resime baktım. Çok güzeldi. Hemen resimi size anlatayım. Resimde büyük bir yatakta, iki çocuk bir anne, bir baba, bir köpek ve bir kedi yatıyordu. Bu resimi çok sevmiştim ancak bir gün geçmesine ramen kimse gelip beni duvara asmadı. Ayak sesleri gelmeye başlamıştı. İçeri bir den David, eşi Mary ve iki çocuğu geldi. Aynı resimdeki gibiydi. Acaba David ailesini mi çizmişti? Sonunda beni alıp duvara güzelce astılar. Arkadaşlarım B ve C’yi görememiştim.
Her gün eğelenceli şeylere görüyordum mesela, kıyafet oyunu. Oyun şu şekilde ”En çok kıyafeti giyen kazanır.” David ailesi çok sevmiştim. Ama beni bir gün alıp sergiye götürdüler ve hayatım boyunca orada kalmıştım ve hala da buradayım. Ama mutluydum çünkü insanlar sürekli bana bakıyorlardı ve 3. yıl sonra dünyaca ünlü bir resim oldum.