Umutlara Bulanan Bahar

Toprak o sabah birdenbire isyan etti. Avaz avaz bağırmaya başladı. Hoş kim duyacaktı ki sesini? Aylar önce ölmüş olsa da tekrar doğabiliyordu. Tıpkı öldüğü zannedilen ama varlığı hep olan insanlar gibiydi bahar. Üç mevsimin onsuz geçer. Ama yeniden geleceğini bilirsin, güneşin her sabah doğup her akşam battığını bildiğin gibi. Şiirler yazıldı, kitaplar okundu bahar hakkında. Hatta bazen toprak alınıp çiçek gibi dikildi. İnsan yeni yılla mı yeniden doğar, yoksa baharla mı canlanır? Aslında yeni başlangıçlar için yeni yıla gerek yoktur. Biraz cebimizden eksik edilmeyen umut, gülücükler oluşturan güneş, sevgilinin saçı gibi narin çiçekler yeter.

gelincik ile ilgili görsel sonucu

Karları tarihe gömmek için geceden sabaha kadar hırçın ve yıkıcı yağmur yağdı. Hüzünler de su olup karıştı toprağa. Yeni başlangıçlar için tabuları yıkmak gerekir. Kurşuni renklere bürünmüş hava yerini gökkuşağının canlılığına bırakmıştı. Her şeyden biraz biraz vardı: merak, arzu, özlem, heyecan… Yağmurun kokusuyla özleşmiş olan toprak harmanlaşıp bu mucizevi kokuyu nasıl yaratabiliyordu? İki birbiri olmadan hiçbir şey olup birleşip nasıl eşsiz olabiliorlardı? Onların aşkı olmalıydı, yoksa birbirlerini bu kadar iyi tamamlayamazlardı. Elime kavanoz alıp toprak ve yağmurun kokusunu hapsetmeye çalıştım. Sonra vazgeçtim. Baharı mahkum etmek özgürlüğe ve umutlara ters olmaz mıydı?

arı ile ilgili görsel sonucu

Yüzüme vuran güneşin sıcaklığı uyandırdı beni. Uyanma arzusu yaratan havalar gelmişti. Martın sonu bahar mı olmuştu? Gözüme hareketsiz kelebekler ,gelincikler, takıldı. Kırmızı ve siyahn uyumu bu kadar aşkı anımsatabilirdi. Sarı laler alınmaya başlanacaktı artık çiçek pazarlarından ya da papatyalardan taç yapılacaktı sevgililere. Kavuşan aşıkların mevsimiydi bu. Sakin ve huzur dolu hanımelli bahçelere yönelmiş hayatlar vardı.

bahar ile ilgili görsel sonucu

Bal yapmak için can atan arılar çevreledi etrafımı. Sonralarında yanlarına sanki bir gün değil de altmış yıllık ömrü varmışcasına yaşayan kelebekler geldi. Kuş cıvıltıları yaz şarkıcılarının ürpertili korosunu kendine kattı. Bütün ölüler sığa çıkmaya başladı. Özlemin arttığını hisseden hayvalar kış uykularından koşarak uyandılar ve yüzlerini gökyüzünün maviliğine buladılar. Bulutların beyazlığı barışı simgeledi, güneşlerin sarılığı da buğdayları rüzgar eşliğinde savurdu.

Saçlarında bahar sinmiş çocuk gülümsedi. Ardından güneş açtı, minik elleri umut kokuyordu. Derinlerde kalmışlığımı fark etmiş olmalıydı. Yeri bulunamayan hazineler gibi korsanlar sarmıştı etrafımı. Mutluluğun yerini arıyorum. Kimsenin bulmadığı ne olduğunu anlamadığı mutluluğu arıyorum. Gördünüz mü onu, saklanmamış mıydı kalplerinizin derinliklerine? Yağmur sonraları loş bahçeler, akşam sefaları söyleşin benimle biraz umutlarım taştı.

(Visited 232 times, 1 visits today)