“Gerek ülkecek gerek tüm insanlar olarak kötü bir haber almadan bir gün geçiremediğimiz, geçirdiğimiz takdirde şükrettiğimiz şu yirmi birinci yüzyıl dünyasında hayat giderek daha da zorlaşıyor gibiydi. İnsanlar sürekli kutuplaşıyor, tartışıyor; sırf birbirlerine üstün gelmek adına birbirlerine hakaret ediyor, birbirlerini kırıyor ve üzüyordu. Herkes kendini düşünüyor, kimse başkalarını önemsemiyor ve başkalarına değer vermiyordu. İnsanlar birbirlerine ‘insan’ gözüyle değil ‘o, bu, şu’ gözüyle bakıyor ve birbirlerini sınıflandırıyordu.” Bunca şeyi düşünmek ve bunlar adına endişelenmek beni yordu. Kafamı kaldırmamla beraber duvarda asılı olan takvim gözüme ilişti. O an fark ettim, yeni yıla girmemize bir hayli az kalmıştı. Aradığım şey aslında buydu; yeni bir yıl, yeni dilekler ve umutlar demekti.
Bence bütün insanlar yeni yıla çok daha optimist girmeli, çünkü bakış açısı insanların yaşantılarını bir hayli etkiliyor. Çoğumuz günlük hayatımızda buna çok dikkat etmesek de yaşadığımız kötü bir olay bakış açımıza bağlı olarak bize birçok katkı sunabilir. Daha da ileri gidersek bütün insanların kötü olarak nitelendirdiği bir olay bakış açımıza göre bize olumlu gelebilir. Bu yüzden yeni yılda bütün insanlıktan ilk dileğim her şeye daha iyimser bir bakış açısıyla yaklaşmaları.
Dünyanın her yerinde birbirlerinden çok farklı hayatlar yaşıyor insanlar; kimilerinin akademik dertleri var, kimilerinin ruhsal sıkıntıları var, kimileri günü kurtarmak uğruna yaşıyor. Kimilerinin ise dertleri dertsiz olmaları… “Derman arardım derdime derdim bana derman imiş” sözü tam da bu insanlar için söylenmiş olmalı sanırım. Bütün bu dertleri bir kenara koyarsak bence insanlar yeni yılda yeni dertler edinmemeli, hayat dert edinmek için çok kısa ve bu dünyaya sadece bir kez geliyoruz sonuçta.
Bir yanda da gerçekten hayati problemleri olan insanlar var aslında; çok üzücü fakat kaynaklara erişimin çok kolay olduğu bu çağda bile bu kaynaklara erişemeyen insanlar var. Bazı insanlar hala aç, bazıları susuz, bazıları hasta… Benim inancım bu insanların bir gün çektikleri dertlerden kat kat fazla bir biçimde ödüllendirileceği yönünde fakat bu problemlerle hiç yüzleşmeseler çok daha iyi olmaz mı? O yüzden ben yeni yılda bu insanların mutlu, huzurlu ve sağlıklı olmalarını istiyorum.
Çocuklara, özellikle özel çocuklara, ayrı bir hassasiyetim var. Bu dünyada hiçbir kötü niyet barındırmayan bir varlık varsa onlar çocuklardır, bunu hepimiz biliyoruz. Bundan ötürü bütün çocuklar el üstünde tutulmalı, onlara çok değer verilmelidir. Her çocuğun ortak bir isteği varsa bu sevgidir. Bu yüzden onlara sevgi vermeliyiz, doyana kadar sevgi… Zaten şu ana kadar dünyanın başına her ne kötü şey gelmişse sevgisiz büyüyen çocuklardan dolayı gelmiştir, sevgisiz büyüyen çocuklar içlerindeki sevgi açlığını kapatmak için kötü yollara başvurmuştur fakat bu ne açlıklarını giderebilmiş ne de onları insanlığa faydalı birer insan yapmıştır. Bütün bunlardan ötürü yeni yılda bütün çocuklar sevgi dolu ve mutlu olmalı.
Bencil insanların sayısı da gözlemlerime göre maalesef bir hayli arttı. İnsanlar bazen ellerindeki şeyleri başkalarıyla paylaşmak istemeyebilir. Bu ne kadar bana pek doğru gelmese de insanların bunu yaparken kendince sebepleri olabilir. Fakat bu bencillik seviyesi son zamanlarda öyle bir hâl aldı ki insanlar birbirlerine saçma sapan şeylerden dolayı kin beslemeye, birbirlerine saygı göstermemeye başladılar. Umarım bu durum da yeni yılda daha fazla ilerlemeden son bulur.
Sonuç olarak fark ettim ki yeni yıl için daha önce olmadığım kadar iyimser ve ümitliyim. Umut aslında insanoğlunu ayakta tutan yegane şeylerden birisi ve gerçekten umut duygusundan mahrum bir hayat yaşamak pek mümkün değil. Bütün bu yaşadığımız, gördüğümüz, tecrübe ettiğimiz olumsuz şeylerin altından kalkabilmemizin en önemli sebebi umut. Çünkü en çaresiz anlarda bile insanın kurtarıcısı umut duygusundan başka bir şey değil aslında.