Ufak Çaplı Bombalar ve Büyük Çaplı Hayatlar

Geri sayım, kalan saniyeler, bitişten veya başlangıçtan önceki son düşünceler… Birçok şey için geri sayım yaparız değil mi? Doğum günümüze veya yeni yıla girerken mesela. Peki sizce barışı sonlandırmanın bir geri sayımı olur mu? Belki de tam şu an siz bu yazıyı okurken birileri bir bombayı patlatmak için 10’dan geriye sayıyor, küçük ya da büyük çaplı hamlelerle barışı bitirmeye çalışıyor. Ve evet, o an geldi. Belki de barış bitti, görünmeyen bir kaos başladı. Ama ne de olsa bunların hepsi “barışı korumak için”, değil mi? Sonuçta bombayı patlatanlar mutlu ve huzurlu, görünürde hiçbir sıkıntı yok. Her şey barışı korumak içinse bir şeyler patlatabiliriz o zaman – ya da durun, patlatamaz mıyız?

Barış nedir? Sanırım en basit tanımı “savaş halinde olmamak” olabilir. Ancak barış dediğimiz şey beyaz bir güvercin de olabilir, iki kardeşin tartıştıktan sonra sarılıp barışması da.  Bundan 76 yıl önce, sabah saat 08.15 sularında Hiroşima’da beyaz bir güvercin görmeniz mümkün değildi ama. ABD’nin gerçekleştirdiği bu katliam sonucu 140.000 kişi hayatını kaybetti. Peki bilimin dehası, parlaklığı ve çabaları sonucu ortaya çıkan bu mükemmel icat (!) barışı sağlayabildi mi sizce? Elbette sağlayamadı. Bir tarafta nükleer silahlar konusunda çok gelişmiş olduğunu düşünen ve barışı sağladığı için kendisiyle gurur duyan insanlar, öbür tarafta ise hiçbir zaman sarılamayacak yaraları sarmak için çırpınan, her şeylerini ortaya koyan insanlar… Bu büyük çaplı örneğin minik çaplılarını oluşturmak nasıl bir fikir peki? Ne olacak canım, 140.000 kişinin değil de 10.000 kişinin öleceği bir bomba tasarlamak, sonra da bu bombayı etrafa savuşturarak küresel barışı sağlamak bir insanın aklına gelebilecek en mükemmel fikir kesinlikle. İşte, teknolojiyi bu amaçlarla kullanan bilim insanları tam o noktada yanılıyor. Barışı bozmanın büyüğü küçüğü olmaz, olamaz kesinlikle! Masum bir insanı öldürüp üstüne bunu barış için yaptığınızı söyleyemezsiniz. Ama olsun, biz yine de kendimizi koruma amaçlı üç-beş atom bombası yapalım dursunlar kenarda diyorsak, bu noktada barış denilen kavram insan aklından çoktan silinmiştir zaten. Küçük çaplı bir atomun neler yapabildiğini anlamışsınızdır diye umuyorum. Evet gözle bile görülmeyecek kadar küçük belki, ama etkilerinin gözle görülebilir olduğunda hemfikir olduğumuza eminim.

Ne oldu yani şimdi, kendimizi koruma amaçlı bilimden, teknolojiden ve küçücük bir atomdan yararlanamaz mı olduk? Birini öldürmek için kullanacaksanız bunları, alın bilim de teknoloji de sizin olsun! Anlaşılan o ki, insanlara teknolojiden önce sevgi, saygı, barış ve bunların her şeyden üstte tutulması gerektiği öğretilmeli. Bunları bilmeyen birine oturup bombanın çapını küçültüp daha az etkili hale getirmenin çözüm olmadığını kesinlikle anlatamazsınız çünkü. Yani kısacası her şey Cicero’nun da dediği gibi: “ En kötü barış, en haklı savaştan daha iyidir.”

(Visited 66 times, 1 visits today)