Sevgi eksikliğinin neler doğurabileceğini anlatıyor bu kitap. Sevgiye muhtaç Emir’in sırf babasının kendisiyle gurur duyması uğruna yaptığı hatayı anlatıyor.
Halbuki Emir seviliyor, çok seviliyor. Zaten Hasan’ın sözlerinden belli değil mi Emir’i ne kadar sevdiği: ”Senin için bin tane olsa yakalarım.” Ama öyle ya biz insanoğlu on kişiden dokuzu tarafından sevilsek yalnızca geriye kalan o kişinin sevgisine muhtaç hissediyoruz kendimizi. Aklımız hep imkansızda kalbimiz hep bizden çok uzakta takılı kalıyor. Emir de Hasan’ın değil babasının sevgisini istiyor işte. Bu sevgi yoksunluğu Emir’in gözünü öylesine boyuyor ki hiçbir psikolojinin kaldırması mümkün olmayan sahnelere şahit olup yine de sessiz kalıyor. Kimselere bir şey anlatmıyor. Atalarımızın “Yanlışı gören ve elini uzatmayan yanlış yapan kadar suçludur.” dediği gibi bu yanlış Emir’in yakasını bir ömür bırakmıyor. Aradan zaman geçiyor. Emir aşık olup evleniyor. Baba da son günlerini yaşıyor. Emir günün birinde Baba’nın dostu Rahim Han’dan bir telefon alıyor ve bazı gerçeklerle yüzleşiyor.
Hikayenin devamı ise en can alıcı noktaları barındırıyor. Bu sebepten ötürü de kitabı okumayı düşünenler için çok ayrıntıya girmek istemiyorum. Zaten anne babasının yüzünü unutmaya başladığını söyleyen Sohrab’ın düşüncelerine nasıl tercüman olabilirim ki? Sohrab gibi mükemmel bir çocuğu betimlemek için benim özenle seçilmiş kelimelere sizin de bu yazıyı okumak için bolca zamana gereksiniminiz olurdu. Onun yerine hiç vakit kaybetmeden kitabı okumanız taraftarıyım. Kitabın içinde kaybolacak, bitirmek istemeyecek ama elinizden de düşüremeyeceksiniz.
-KİTAPTAN ALINTILAR-
”Yalnızca bir günah vardır, tek bir günah. O da hırsızlıktır. Onun dışındaki bütün günahlar, hırsızlığın bir çeşitlemesidir. Bir insanı öldürdüğün zaman, bir yaşamı çalmış olursun. Karısının elinden bir kocayı, çocuklarından bir babayı almış olursun. Yalan söylediğinde, birinin gerçeğe ulaşma hakkını çalarsın. Hile yaptığın, birini aldattığın zaman doğruluğu, haklılığı çalmış olursun.”
“Çocuklar boyama kitabı değildir. Onları, en sevdiğin renklere boyayamazsın.”
”Yeniden iyi biri olmak mümkün.”
”Senin bu kadar mutlu olmana ancak senden bir şey almaya hazırlandıkları zaman izin verirler.”
”Sonradan bulduğun bir şeyi yitirmek, her zaman daha zordur.”
”Masasının üzerindeki bir levhada şöyle yazıyordu: Yaşam bir trendir, atla!”