Zamanın birinde üç iyi arkadaş varmış. Üçü de aynı mahallede yaşıyormuş. Çocuklardan ikisinin ailesinin durumu iyi ama birisinin ailesi fakirmiş. Ailesi zengin olan çocuklar derslerine fazla çalışmazken ailesi fakir olan çocuk çok çalışırmış. Çalışkan çocuk arkadaşlarının oynadığı tüm oyunlara katılamadığı için bazı oyunların kurallarını bilmezmiş. Bu durumda diğer iki arkadaşı onunla dalga geçermiş. Çalışkan çocuk okul hayatı boyunca tüm sınavlarda başarılı olmuş ve sonunda iyi bir avukat olmuş. Bir gün çalışkan çocuğun iki arkadaşı heyecan olsun diye banka soymuşlar. Soygun sırasında yakalanıp hapse atılmışlar. Kendilerine iyi bir avukat tutmak istemişler. Sonunda çok iyi bir avukat bulmuşlar, o da mahalleden arkadaşları çalışkan çocukmuş. Çalışkan çocuğun kendilerine yardım etmek için bir şartı varmış. Diğer iki arkadaşının artık çalışkan ve sorumluluk sahibi insanlar olmasını istemiş. Arkadaşları da bu şartı kabul etmişler. Avukatları olarak onları çok iyi savunmuş ve sadece para cezası alarak kurtulmalarını sağlamış. Arkadaşlarının çok fazla ceza ödedikleri için paraları kalmamış. Çalışkan çocuk onlara iş kurabilmeleri için para vermiş. Arkadaşları bu parayla kendilerine teknolojik icatlar yapan bir şirket kurmuşlar ve çok çalışarak şirketlerini büyütmüşler.
Bir gün çalışkan çocuğun evini ünlü bir soyguncu soymuş. Soyguncu çok teknolojik iz bırakmayan ve saklandığı yerin şeklini alabilen özel bir kıyafet kullanmış. Çalışkan çocuk soyulduğunu anladığında polise haber vermiş ancak polisler hiç bir ipucu bulamamışlar. Tüm parasını kaybeden çalışkan çocuk çok üzülmüş. Aklına arkadaşlarını aramak gelmiş. Onları arayarak yardım istemiş. Arkadaşları soyguncuları yakalamak için geliştirdikleri “Ara ve Bul 9000” aletinden bahsetmişler. Bu cihazla yaptıkları incelemede soyguncunun kıyafetinin bir parçasını bulmayı başarmışlar. Bu ipucu sayesinde polis soyguncuyu yakalayabilmiş. Çalışkan çocuk parasına kavuştuğu için çok sevinmiş ve arkadaşlarına bu icadı nasıl yaptıklarını sormuş. Onlar da bilginin efendisi olmak için çalışmanın kölesi olmak gerektiğini öğrendik demişler.