Türkiye’deki Gizli Cennetler
Yeni blog yazımda sizlere tarihi ve doğal zenginlikleriyle göz kamaştıran, bir bakanı bir daha baktıran, ülkemizdeki keşfedilmemiş güzellikleri göstereceğim. Acaba siz bu yerleri biliyor muydunuz? Bir bakalım:
1-) BÜYÜK ÇATI KOYU (Yeri : Datça ve Marmaris arasındaki Amazon Mevkii’ne dört kilometre mesafede.) Gökova Körfezi,Bördübed Limanı’nın içinde bir S harfi çizen Küçük ve Büyük Çatı koyları çok güzel birer doğal liman. Ancak buraya gelmek isterseniz arabanızla gelmeniz biraz zor çünkü oranın muhteşem doğası koyu koruyor. “eeğ nasıl geleceğiz arkadaş? Çok güzel bir yermiş.” derseniz sadece bir tekne ile gidebilirsiniz ancak koylar aynı anda sadece 1-2 tekne alabiliyor. Biraz erken kalkarsanız yer buma sıkıntısı yaşamazsınız ama oraya gittiğinize kesinlikle değeceğinden eminim çünkü etrafında çamlar ve günlük ağaçlarla kaplı görülmeye değer yürüş alanları var. Ama karadan ulaşım olmadığı için konaklayacak bir yer yok. Teknenizde kalabilirsiniz tabii. ”Deniz beni tutar, uyuyamam, midem bulanır. ”dediğinizi duyar gibiyim. Ama endişelenmeyin, rüzgar olmadığından orada deniz çarşaf gibi.
2-) AKYAKA (Yeri: Muğla ilinin sınırları içinde yer alan Akyaka, Gökova Körfezi’nin doğu ucunda. Marmaris ile Muğla’nın ortasında Ula ilçesi sınırlarında bulunuyor. Gökova Körfezi’nin bittiği yerde, kuzeyinde bin metrelik Sakartepe Dağı) Antik çağlardan beri orada yerleşim olduğuna inanılan Akyaka, gözlerden uzak bir balıkçı köyü. Gerçekten de balıkları çok güzel. Özelliklede limanda bir gemi restoranı var, ismi: “HAMAK”. Çok lezzetli balık ekmek yapıyorlar büyük mezgitlerden. Tadına doyamayacaksınız, kesinlikle tavsiye ederim.
3-) FARALYA (Yeri: Fethiye) Fethiye’nin gizli kalmış güzelliklerinin bulunduğu bir köy. Köyün bulunduğu 40 kilometrelik bölgede tarihi Roma ve Likya kalıntılarına, Kelebekler Vadisi’ne ve çeşitli doğal zenginliklere ulaşmak mümkün.
4-) SELİMİYE (Yeri: Bodrum ve Marmaris yakınlarındaki Bozburun Yarımadsı’nın Batı kıyısı Orhaniye’den 10, Turgut ayrımından 7 kilometre uzaklıkta.) Bence benim bir şey anlatmama gerek yok fotoğraf her şeyi anlatıyor zaten.
5-) YENİŞARBADEMLİ (Yeri: Toros ve Anamas dağlarının birleştiği noktada, denizden 1150 metre yükseklikte) Yeşilliğin hakim olduğu Isparta’nın Yenişarbademli ilçesi doğal güzelliğiyle ilgiyi hak ediyor. Şu şelaleye bir bakın, tam da köprüye oturup çay içmelik. Tarih boyunca bir çok uygarlığa ev sahipliği yapan, Roma ve Bizans Dönemleri’nin Gorgorum Antik Kenti olarak da adlandırılan Isparta’nın Yenişarbademli ilçesi, sadece tarihiyle değil, birbirinden farklı renklerin buluştuğu doğasıyla da beğeni topluyor. Dört mevsim boyunca yeşil kalmayı başaran Yenişarbademli, Pınargözü Mağarası ile turizm potansiyeline; Dedegül Dağı ile de dağcılık turizmine katkıda bulunuyor.
6-) PYGELA (Yeri: Kuşadası’nın 3 kilometre kadar kuzeyinde küçük bir antik yerleşke.) Burası, sağlık şehri olarak kurulan ilk kent diye biliniyor ve buranın bir hikayesi var: Argos Kralı Agamemnon, 10 yıl süren Truva savaşları sırasında, yorgun düşen askerlerini dinlendirmek, hem de savaş gemilerini onarmak için Kuşadası’ndaki Pygela’yı kurmuş. Kent, yakınında bulunan şifalı sularla askerlerin bozulan sağlıklarını ve yıpranan morallerini geri getirmeyi başarmış. Gerkçeten takdire şayan, adam askerleri için kaplıca kurmuş resmen.
Bir blog yazımı da burada tamamladım. İkinci bölüm bir dahaki aya sizlerle 😉
ETKA ERDOĞMUŞ
KAYNAKÇA:
http://www.atlasdergisi.com/arsiv/kitaplar/yoldan-cikaran-levhalar-istanbul-bodrum/43/55/1
http://www.yolculukterapisi.com/bozburun-selimiye-orhaniye/
https://tr.wikipedia.org/wiki/Yeni%C5%9Farbademli
https://tr.wikipedia.org/wiki/Akyaka,_Ula
https://www.coastguidetr.com/tr/koy/100424/buyuk-cati-koyu