Bir zamanlar İspanya’da bir tüccar yaşarmış. Bu tüccar ülkeler arası gezmeye bayılırmış. Gezmediği ülke kalmamış. Bir gün yine nereye gitsem diye düşünürken aklına Amerika gelmiş. Amerika’da en sevdiği müşterisi Antonio yaşarmış. Antonio çok zengin bir aktörmüş. Ve bu aktör tüccarın sattığı bozuk paraların hepsini satın alarak bir koleksiyon yapmaya başlamış. Ayrıca bu paralar da öyle ucuz bir şey de değilmiş. Tüccar Antonio’ya toplam 15 milyon dolar fatura kesmiş. Böylece tüccar her bozuk para bulduğunda haber vererek Antonio’ya satarmış. Böylece Antonio ile tüccar yakın arkadaş olmuşlar.
Tüccar her zaman Antonio’yu görmek istemiş. O kadar mal satmasına rağmen hiçbir zaman yüz yüze görüşememiş. Her zaman ticari uçaklarla Antonio’ya yolluyormuş. İşte bu yolculuğun sebebi de tüccarın çok değerli bir bozuk para bulmasıymış. Tüccar Antonio’ya sürpriz yapmak istediği için Amerika’ya gitmeye karar vermiş. Ama bu kararı karısı ve kızı pek hoş karşılayamamış, endişelenmişler. Amerika çok uzak arada kocaman okyanus var ya uçağın düşerse diye tüccarı vazgeçirmeye çalışmışlar. Ama tüccar onlara bu olayların milyonda bir gerçekleştiğini söylemiş ve beni bu karardan vazgeçiremezsiniz demiş. Ve havalimanına yola çıkmış. Havalimanına varınca bütün işlemlerini yaptırmış ve özel jetine binmiş. Bu yolculuk 12 saat süreceği için jete yakıt aktarması yapmışlar ve jet yola çıkmış. Saatler geçmiş ve Amerika’ya 4 saat kalmışken jetin yakıtı bitmiş. Tüccar bu nasıl olur diye pilota bağırırken uçak hızla çakılmaya başlamış ve bir süre sonra ıssız bir adaya düşmüşler. Tüccar hafif yaralanmasına rağmen pilot hayatını kaybetmiş. Bacağı yaralanan tüccar sürünerek uçaktan çıkmış. Nasıl hayatta kalacağım diye yakınırken yanına bir martı sürüsü inmiş ve tüccar bu kuşlar hayatta kalıyorsa ben de kalabilirim diye cesaretlenmiş. Hayatta kalmak için yemek ve su lazım olduğu için tüccar ilk olarak küçük bir su arıtma sistemi kurmuş. Bu sistemin çalışma prensibi yağmur suyunu alıp güneş ışığıyla ısıtıp bir kaba aktarmakmış. Tüccar aynı zamanda jetteki baltayı alıp odun kesmeye başlamış. Bu odunlarla bir baraka ve tuzak yapmayı planlıyormuş. Bu tuzaklar kuş, tavşan gibi küçük hayvanları yakalıyormuş. Böylece yemek sorunu da çözülmüş. Ama bu şekilde hayatta kalmak çok zahmetliymiş. Rahat hayata alışan tüccar ”Başıma bunların geleceğini bilseydim ‘ Issız bir adaya düştüğünüzde yanınıza alacağınız 3 şey ne olurdu?’ diye sorulduğunda uzun uzun düşünürdüm. Nereden bilebilirdim?” demiş. Ve 2 ay boyunca bu şekilde hayatta kalmış. 2 ayın sonunda adanın yanından bir uçak geçmiş ve tüccarın attığı işaret fişeğini görüp onu kurtarmış ve Amerika’ya götürmüş. Böylece tüccarın bozuk parayla birlikte anlatacak bir sürü hikayesi olmuş.