Yarıyıl tatilinde pek çok yere gittim. Anlat anlat bitiremem. Ama gittiğim yerlerden birisi olan Troya Arkeolojik Müzesi’ni de anlatmadan geçemem. Mutlaka orayı ziyaret etmelisiniz. Ziyaret ettiğinize pişman olmayacaksınız bana güvenin. Gelin size bu öve öve bitiremediğim mekan hakkında bilgi vereyim.
Troya Arkeolojik Müzesi Çanakkale’nin merkezine yakın bir konumda olan Tevfikiye Köyü’nün yakınlarında bulunuyor. Troya Arkeolojik Müzesi ikiye ayrılıyor: Troya Müzesi ve Troya Arkeolojik Alanı. Yolda giderken Tevfikiye Köyü’nün Troya Savaşı ile alakalı bir temada düzenlendiğini ve her tarafta gayet başarılı grafiti resimleri olduğunu gördüm. Şaşırıp birkaç fotoğraf çektim.
Müzeye Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından satışa sunulan ve çok avantajlı olan Müzekart ile veya normal müze bileti alınarak girilebiliyor. Müzekart’ın fiyatı 60 TL’dir. Ancak bu kart ile 1 yıl boyunca Türkiye’nin dört bir yanındaki müzeleri sadece 15 TL’ye gezebiliyorsunuz. Normal biletin fiyatı ise kişi başı 75 TL ancak öğrenci, 65 yaş ve üzeri, şehit yakını, engelli veya 18 yaş altı bir bireyseniz ücretsiz olarak girebiliyorsunuz.
Troya Arkeolojik Alanı M.Ö. 3000 yılına kadar dayanan bir bölge, ancak bir sürü savaş nedeniyle şehir defalarca kez yıkılıp tekrar kurulmuş ve ayakta kalabilen bu yapılar günümüze kadar korunmuş ve hala korunmakta. Arkeolojik alan, kurulduğu tarih ve bölgelere göre farklı alanlarla ayrılmış durumda. Şehrin farklı periyotlarında yaşamış olan insanların yaptığı yapılar bazı tabelalarla gösterilirken o alanın merkez noktasında da bilgilendirici şeyler içeren masalar bulunuyor.
Şehri gezmek için farklı farklı yollar yerine kafa karışıklığını önlemek için tek bir rota belirlenmiş. Arkeolojik alanda iskelelerin üzerinden yürüyorsunuz ve hiçbir tarihi esere zarar vermiyorsunuz. Şehrin girişlerini, tapınaklarını, saraylarını, meclisini, tiyatrosunu ve surlarını net bir şekilde görebiliyorsunuz.
Gelelim Troya Müzesi’ne. Arkeolojik Alan ile Müze arası biraz uzak ama yürürüm derseniz yürünecek bir uzaklıkta. Girişinde yine fiyatlar ve geçiş şekilleri aynı. Arabanız ile geldiyseniz müzenin yanına bir otopark yapılmış. Müzenin girişi en alt katta. Geze geze yukarı çıkıyorsunuz. Müzede merdiven bulunmamakta merdiven çıkmakta zorlanıyor iseniz ondan dolayı içiniz rahat olsun.
Müzede çok ziynetli eşya veya hiçbir yeri çıkmamış olan heykeller çok az çünkü eskiden Alman bir arkeolog olan (kendisini arkeolog sanan)Heinrich Schilemann gelip bu arkeolojik alanı dinamitle patlatıp ziynetli eşyaları ve heykel parçalarını çalıp ülkesine götürmüş. Evet dinamitle yanlış okumadınız. 2. Dünya Savaşı’nda Berlin’i yağmalayan Rus askerleri, bu eşyaları alıp ülkelerine götürmüşler. Günümüzde bu eşyalar Puşkin Müzesi’nde sergilenmekte.
Troya Müzesi aslında hikaye anlatan bir büyüğünüz gibi, sizi hiçbir bilgiden mahrum bırakmıyor. Aklınızdan geçen sorunun cevabını 2 metre ötenizde bulabiliyorsunuz. Ayrıca müze, sadece tarihi eserleri değil, Çanakkale’nin tarihini, bu arkeolojik alanın ve müzenin nasıl yapıldığını da anlatıyor.
Çanakkale’ye bir gün uğrarsanız mutlaka Troya Arkeolojik Müzesi’ni gezmelisiniz. Tabi anlatılacak çok şey var da özetini geçeyim dedim. Görüşürüz!