Her insanın yaptığı bir seçim vardır, bu seçimler bazen bir bıçak saplanmış kalbi acıtır gibi acıtsa da ona katlanmak gerekir. Bir kış günü Jonathan babası Tom ile işe gelmek istemiştir.
Tom- Hayır Jonathan bu çok korkunç bir fikir!
Jonathan- Neden baba? Lütfen izin ver akıllı duracağım söz veriyorum.
Tom- Dışarısı buz gibi seni böylece dışarı çıkaramam donarsın.
Jonathan- Babacığım lütfen…
Tom- Peki, ama akıllı duracağına söz ver.
Jonathan- TEŞEKKÜRLER BABACIĞIM SÖZ VERİYORUM!
Jonathan’ın babası, bu fikir çok içine sinmese de onu kabul eder. Ertesi gün Jonathan ve babası trenin geçtiği köprüye giderler. Babası bir tren işçisidir. Jonathan köprünün yanında akıllıca oturuyordur. Ama Tom’un bilmediği bir şey vardır. Tren kırmızı ışıklarda durmayıp oraya erken varacaktır. Jonathan ise bunu fark ettiği zaman babasına seslenmek için kalkar. Ama babası Jonathan’ı duyamaz çünkü babası çok yüksektedir ve aralarında bir cam vardır. Tren çok yakındadır Jonathan trendeki insanların canlarını kurtarmak için köprüyü kapatan yayları çekmeye çalışır. Ardından tam kapatacakken yayların arasına düşer. Trenin erken geldiğini fark eden babası bir şeyi daha fark eder. Çocuğunun yokluğudur bu şey. Bir seçim yapmak zorundadır yaşayan tek aile bireyi, çocuğu Jonathan. Veya trendeki yüzlerce insan içinden “Son kararın mı Tom?” diye geçirir. Ardından yayları kapatır ve tek aile bireyinin hayatını kaybetmesine neden olur… Bazen kendimizi en çok acı çeken insan diye acındırabiliriz ama aslında bizden durumu çok daha kötü olan insanlar vardır.